"Değerli olan her şey ölçülemez, ölçülebilen her şey değerli değildir." Albert Einstein
Başarılı Emlakçı: E-posta Pazarlaması ile Başarıyı Yakalayan Emlak Pazarlama Dehası

Haftalık başarılı emlakçı makalelerimize her zamanki gibi devam ediyoruz. Bizi uzun zamandır takip edenler iyi bilir ki emlak sektörünün çeşitli isimlerinin açıkladığı iş sırlarını paylaşarak tüm emlak profesyonellerine yol gösterici olmayı hedefliyoruz. Paylaştığımız bu başarılı emlakçı sırlarının kaynağı ne olursa olsun, bizim için esas önemli olan şey bu sırları kendi işimize entegre edip edemediğimizdir. Bu nedenle her ipucunu kendi emlak işimize nasıl uygulayabileceğimiz konusunda da çoğu kez yorumlarda bulunuyoruz. Bilgiden faydalanmayı bilenlere…

Gelelim bu haftanın başarılı ismine. Steve Pacinelli, geçtiğimiz 15 yıl içerisinde emlakçılara özel olarak online emlak pazarlamanın avantajları üzerine 1000’in üzerinde sunum gerçekleştirdi. Aynı zamanda Tech Savvy Agent’ın kurucusudur ve daha önce sizlerle paylaştığımız BombBomb firmasının pazarlama şefidir. Onu emlak pazarlama alanında öne çıkaran özellikleri, tüketici davranışlarına özgü keskin anlayışı ve sosyal medya stratejilerini emlak sektörüne entegre edebilmesidir. Steve, aynı zamanda web sitelerinin ve blogların birçoğunda videonun gücünü kullanarak işyeri kurulmasına vesile oldu ve bunun nasıl yapıldığını tüm emlakçılara anlatmaya devam ediyor. Biz de onun başarı sırlarından faydalanmak üzere incelemeye başlıyoruz.

E-posta Pazarlamasını Küçümsemeyin

Steve Pacinelli, e-posta pazarlamasının hâlâ en önemli araçlardan biri olduğuna değinerek başlıyor. Şimdilerde bazı markalar e-posta pazarlamasının modasının geçtiğini düşünerek bir kenara atıyorlar, ancak “Gelen Kutusuna” düşen özel bir e-postayı görünce kim heyecanlanmıyor ki? Üstelik Steve’e göre e-posta pazarlaması, günümüzde yatırım getirisi açısından en üst sırada yer alıyor.

E-posta kullanımının ilk benimsendiği yılları bir düşünün. 2000’li yılların başında gün içinde gelen e-postaları kontrol ederken heyecanlanıp heyecanlanmadığınızı hatırlıyor musunuz? Gelin Steve’in hikâyelendirmesi üzerinden okuyalım:

Yıl 1999... İnsanlar odanın köşesinde kapalı duran bilgisayarı açıyor ve ilk olarak Gelen Kutusuna göz atıyor. Bir bakıyor ki üç tane yeni e-posta gelmiş. Yeni e-postaları açmak için son derece heyecanlı olan bu kişi ne yapıyor? Her birini baştan sona okuyor ve ayrıntılı cevaplar yazıyor. Çünkü muhtemelen bu e-postalar tanıdığınız birilerinden gelmişti.

Günümüzde ise e-posta pazarlamasının geldiği boyut çok yoğun. İnsanlar kimden geldiğini bilmediği e-postaları kontrol etmek durumunda kalıyor. Çevresi olmasa bile reklam amaçlı çok sayıda e-postayı Gelen Kutusunda görebiliyor. Şimdiki kullanıcıların e-posta kutusundaki duyduğu heyecan, çok sayıda spam e-postası arasında kendilerine özel gelen e-postaları yakalamak oldu. İşte bu nedenle e-posta pazarlamasının püf noktalarını bilerek öne çıkmak, azımsanmayacak bir nedendir.

Günümüzde e-posta pazarlamasına önem veren şirketler, müşterilerini bilgilendirmek ve müşterileri ile yeniden etkileşim kurmak için e-posta kullanımını tercih ediyorlar. Tüketicilerin Gelen Kutusuna düşen mesajların yüzde 90’ının önemsiz olduğu bir durum içinde geriye kalan yüzde 10’luk mesajlar içerisine girmeye çalışarak öne çıkmaya çalışıyorlar. Bunu başarmak için e-posta pazarlama stratejileri oluşturuyorlar ve e-posta içeriklerinde yüksek kaliteli, eğitici, aydınlatıcı konulara değinmeyi tercih ediyorlar.

“E-posta Pazarlaması Hiçbir Zaman Sona Ermeyecek”

Steve, e-posta pazarlamasının basit bir nedenle diğer pazarlama araçlarına göre daha net bir avantaja sahip olduğunu ifade ediyor: Kimseye ait olmaması.

Steve bu konuda çok etkileyici bir örneklendirme yaparak kendi yaşadığı bir hikâyeyi anlatıyor. Birkaç yıl önce kurucu ortağı olduğu bir firma için hem e-posta listeleri üzerinden hem de Facebook sayfası üzerinden kişilere ulaşmaya karar veriyor. Aldığı kararın uygulaması başarılıydı ve işler iyi gidiyordu. Steve hem her gün çok sayıda e-posta listesini kontrol ediyor hem de Facebook sayfası üzerinden on binlerce kişiye ulaşıyordu. Ancak Steve tam bu sırada yaşadığı değişimi şöyle anlatıyor:

Sonra sosyal ağ üzerinden takipçiler ile bağlantı kurma becerisini değiştirecek bir gelişme oldu. Facebook bir anda kuralları değiştirdi. Artık bir şeyler yayınladığınızda, içeriğinizi takipçilerinizin sadece yüzde 5’i görebilecekti. Eğer daha fazlasına ulaşmak istiyorsanız işte ödeme sayfası şurada!

Facebook’taki bu sert değişikliğin nihai sonucu, Steve’in e-posta pazarlamasını kullanmaya daha fazla önem vermesi gerektiğini düşünmek oldu. Elbette ki şimdi pazarlama alanında Facebook reklamları önemli ölçüde kullanılmaya başlandı. Ancak bu durumunda da bir gün değişmeyeceğinin garantisi yok.

Dolayısıyla Steve’e göre e-posta pazarlaması her zaman elimizin altındaki bir nimet olarak durmaya devam ediyor ve edecek. Çünkü ona göre hiç kimse e-posta pazarlama çabalarınızı dışarıdan etkileyemez.

Yarın kimse e-postalarınızı etkisiz hale getiremeyecek veya belirlediğiniz kuralları değiştiremeyecek. Bu alanda özgürsünüz ve bu nedenle e-posta pazarlaması varlığını sürdürmeye devam edecek.

Steve’den E-posta Pazarlamasına Yönelik Tavsiyeler

- Göndereceğiniz her e-postada alıcıyı bir sonraki e-postayı açma konusunda eğitmeniz gerekir. Dolayısıyla e-posta kampanyalarınızı oluştururken bunları aşamalı hazırlamanız çok önemlidir. Böylece kampanyanın devamını bekleyen alıcılar sonraki e-postanın sizden gelmesini heyecanla beklerler.

- Kampanyalarınızın içeriklerini onların beklenti duydukları konulara göre hazırlayın. Onların merak etmediği veya tamamen satışa yönelik içerikleri göndermenizin hiçbir manası yoktur. Kendinizi onların yerine koyarak sizden ne tür bilgiler beklediklerini anlamaya çalışın.

- Damla e-posta kampanyaları hazırlayın. Veri tabanınızdaki müşterilerinizi belirli gruplara ayırın ve bu gruplara özel e-posta içerikleri hazırlayın. Örneğin ilk defa ev alacak müşterilere özel bir kampanya oluşturarak 4 seriden oluşan bir damla kampanya hazırlayabilirsiniz.

- E-posta içeriklerinizde onlara Google’da olmayan bilgiler sunmaya özen gösterin. Başka yerde bulamayacakları bilgileri sunarsanız, gönderdiğiniz e-postaları merakla bekler hale geleceklerdir.

- İnsanlar gönderdiğiniz e-postaları açıp açmayacaklarına karar verirken üç şeye bakarlar. Bunlar; gönderen kişi, konu satırı ve ön başlıktır. Bu üç kısım üzerine etkili bir çalışma gerçekleştirirseniz e-postalarınızın açılma oranı da o derece artar.

DİĞER HABER
20 Mayıs 2017