Ödevi ertelemek, buluşmayı ertelemek, duş almayı ertelemek, alarmı ertelemek… Herkesin hayatının bir parçasıdır ertelemek. Erteleme, yapılması gereken bir işi yapmaktan kaçınmak demek kelime anlamı olarak. Konu aslında çok daha derin.
Erteleme konusunda eğitim alan doktora öğrencilerinin olduğunu veya bu konuda uzman kişilere ulaşabileceğinizi biliyor muydunuz mesela?
Bu konu hakkında düşündüğümde, bir şeyleri ertelemeyen nadir insanlardan olduğumu düşündüm bir müddet. Hani şu sınıflarda sevmediğiniz sınavı herkesten önce bitiren çocuk var ya, işte o benim. Kurallara uyarım, teslim tarihlerini kaçırmam ve ajandamı takip ederim. Tabi tüm bu yazdıklarım gerçekleşmesini istediğim bir rüya. Bu yazılanların tam tersi istikamette son sürat ilerliyorum.
"Erteleme" konusuna daha çok kafa yorduğumda meselenin tamamen farklı olduğuna kanaat getirdim. Evet, örnek bir öğrenci ya da çalışan olmayabilirim. Düşündüğümde hayatımı kötü yönde etkileyecek bir erteleme bulamıyor da olabilirim. Ama kesinlikle çok önemli olmasına rağmen ertelediğim şeyler var.
Mesela neleri erteliyorum derseniz işte size sıralamasız bir liste;
Erteleme aslında tam algıladığımız gibi bir şey değil. Evet, internette araştırma yapmaya başlayıp sürekli başka linklere tıklayarak bir sörf tahtasının üzerinde buluyorum kendimi, ama yapmam gereken önemli bir işten önce kolaylarını yapıyorum mesela. Ya da mesajlarımı okurken önce hoşlandığım insanınkini açıyorum. En basitinden, o gün yapacağım işleri planlamaya çalışırken aslında yapacağım işleri erteliyorum.
Bugün yürümezsen yarın koşmak zorunda kalacaksın.
Meselenin bir de tamamen farklı bir kısmı var tabi. Acaba işlerimi yoğun bir tempoda yetiştirmeye çalışırken eğlenmeyi erteliyor muyum? Bu konu hakkında düşünmem beni küçük bir çıkmaza soktu diyebilirim. Şu ana kadar hep dakik olmakla övünmek istemişimdir. Ama bu dakiklik içerisinde erteleyeceğim başka şeylerde olabileceğini yeni yeni fark ediyorum. Belki de hayatı erteliyorum.
Sonuç olarak, bence herkes bir şeyleri erteliyor. Kimisi eğlenmek için işlerini, kimisi ise işleri için eğlenmeyi. Hangi ertelemenin daha zararsız olduğu ya da hayatımızda hangi metodu uygulamamız gerektiğini inanın bilmiyorum. Zamanında yapılması gerekenler konusunda bir önceliklendirme yapmak gerek belki de, o an yapmamız gereken işleri erteleyerek tabii… İşin içinden çıkamıyorum anlayacağınız. Artık neden bu konuda uzman kişiler olduğunu biliyorum en azından.
Saati seyretme; saat gibi yap. İlerlemeye devam et. [Sam Levinson]
Bu verimsizlik hastalığını yenmek için elbette pes etmek yok. Hani Rocky filmininin antrenman sahnesindeki gibi: "Acı yok, acı yok Rocky". Biraz gülmek ister misiniz? :)
Öyle fazla karekök almaya gerek duymadan aşağıda üç-beş maddeden oluşan bir yol haritası oluşturdum kendime. Aslında herkesin bildiği ama işine gelmeyen şeyler açıkcası bu yazdıklarım.
İlgili: Alışkanlıkların Gücü Kitabı, İşinize ve Özel Hayatınıza Hâkim Olmanızı Sağlayacak
Bir de, bu konuda oldukça başarılı olduğunu düşündüğüm bir konuşma videosu bırakıyorum buraya, izlerseniz sizin de bu konu hakkındaki düşüncelerinizin değişeceğine eminim.
Belki siz için içinden çıkabilirsiniz :)
Ve son bir şey daha. Eğer bu yazımızı beğendiyseniz, kimin yazdığını da merak ediyorsunuzdur. Emlakbroker.com ekibinin ortaklaşa belirlediği bir karakter oluşturduk... keyifli içerikler üreteceğimiz... hepimizin adına. Bu tür içeriklerimizi artık "leon" yazar adıyla takip edebilirsiniz. Leon bildiğiniz gibi bir film karakteri. Şimdilik bu kadar :)