"Değerli olan her şey ölçülemez, ölçülebilen her şey değerli değildir." Albert Einstein
Bir Piyasa Dalgalı Olduğunda Bir Sonraki Hareketinizi Nasıl Tahmin Edebilirsiniz?

Herhangi bir işletmenin başarısı, büyük ölçüde, pazarınızın durumunu mevcut durumda ölçüp ölçemeyeceğinize ve özellikle değişken koşullar sırasında geleceğini doğru bir şekilde tahmin edip edemeyeceğinize bağlıdır.

İnsanların paralarını nereye ve neden harcayacaklarını etkili bir şekilde anlamak, mevcut durumun coğrafi ve ekonomik olarak ayrıntılı bir analizini gerektirir. Bu doğru bir şekilde yapılırsa, emlak girişimcileri rakiplerine göre önemli bir avantaj elde edebilirler.

Emlak sektöründe yaptığımız araştırmalar ve deneyimlerimiz sayesinde, konut piyasasını neyin yönlendirdiği konusunda kapsamlı bilgi sahibi olduk. Bu temel göstergelerin çoğu endüstriler arasında uygulanabilir. İşte herhangi bir piyasanın iniş ve çıkışlarını tahmin etmek için bazı önemli ipuçları.

Arz ve talep için görünümü göz önünde bulundurun

Arz ve talep Ekonomi 101'in altına düşebilirken, iş liderlerinin sonraki yıllarda ölçeğin nasıl veya ne zaman devrilebileceğini tahmin etmek için daha derine ve "daha erken" inmeleri gerekiyor. Bunu anlamak için birçok önemli husus var. Bir örnek vermek gerekirse: Coğrafi pazarınız için öngörülen göç, demografik kaymaların yanı sıra bölgenize kimin gelip gittiğine dair fikir edinmek için önemli bir bilgidir.

Ayrıca, rekabet ortamında da araştırma çalışmaları yapılmalıdır. Kaç rakip talebi körüklüyor ve bu talebi geride mi bırakıyor yoksa yetersiz mi?

Bir gayrimenkul geliştiricisi olarak, konut talebi, geliştiricilerin ev inşa edebileceğinden/yapabileceğinden daha hızlı arttığında, bir pazarın sürekli olarak sıcak olacağını biliyoruz.

Enflasyonun etkisini inceleyin

Enflasyon, günümüzde endüstriler arasında yaygın bir temadır ve bunun emlak pazarınızı nasıl etkilediğini anlamak önemlidir. Enflasyonun etkileri, üretim maliyetlerinin son kullanıcıya nasıl yansıdığını gösterir.

Mevcut gayrimenkul inşaatı durumunda, tedarik zinciri kısıtlamaları ve Rusya-Ukrayna çatışması, emtia maliyetlerinin katlanarak artmasına neden olurken, inşaat işçiliği maliyetleri de tırmandı. Sonunda, bu, proje geliştiricileri daha yüksek maliyetlerle ev satmaya zorladı. Türkiye'de büyük şehirlerde Mayıs ayında gayrimenkul için talep yüksek kalırken ve istikrarlı bir piyasayı korurken, diğer pazarlar insanların öncelikleri değiştikçe şanslı olmayabilir.

Değişen tüketici davranışlarını gözlemleyin

Genel olarak, emlak liderlerinin bir adım geri atması ve insan davranışlarının nasıl geliştiğine bakmaları gerekiyor. Örneğin, son iki yılda pandemi, evden çalışmaya geçiş gibi birçok insanın yaşam ve satın alma alışkanlıklarını değiştirdi.

Emlak girişimcilerinin, talebi nasıl etkileyeceğini anlamak için bu değişen alışkanlıkların nabzını tutmaları gerekir. Bu içgörüler, reaktif kararlar yerine proaktif kararları bilgilendirmelidir.

İnsanların belirli ekonomik veya politik değişikliklere nasıl tepki vereceğini anlamak da zorunludur. Örneğin, alıcıların ipotek faiz oranlarının arttığını gördüklerinde “panik satın aldıkları”, piyasayı ısıttığı ve maliyetlerin daha da artmasına neden olduğu bir eğilim var. Ancak bu oranlar yükseldiğinde ve alımlar yavaşladıkça piyasa soğumaya başlar. Ve yine bir başka örnek: Dünyanın farklı yerlerinde bir belirsizlik veya savaş olduğunda, insanlar kendilerini güvende hisseden belirli ülkelere yatırım yapma eğilimindedir. 

Uluslararası pazarları karşılaştırın

Son 5-10 yılda coğrafi pazarınızın gidişatına baktığınızda, aynı sektörde farklı bir zamanda dünya çapındaki diğer yerel pazarlarla paralellikler var mı? Pazarınızın geleceğini tahmin etmek için bu geçmişi nasıl kullanabilirsiniz?

Örneğin, emlak perspektifinden İstanbul'u İzmir ile karşılaştırın. İstanbul'un çok büyük bir nüfusu var ve İzmir şehri de öyle. İstanbul, Türkiye için olduğu gibi dünyanın da ekonomik merkezlerinden biridir. Bu iki şehir arasında aynı enerjiyi hissedebilirsiniz - ikisi de canlı ve son derece sofistike.

Bu arada, İstanbul düzensiz göçler nedeniyle diğer şehirlere oranla çok daha kalabalık. Bu iki şehri karşılaştırdığınızda, İzmir yatay görünüyor, İstanbul ise daha dikey. Bu bize İstanbul'un hala büyümek için ne kadar potansiyele sahip olduğuna dair bir pencere veriyor.

Emlak pazarınızdaki iniş ve çıkışları tahmin etmek, güvenilir yatırımın bulunabileceği ve güçlü talebin olduğu yerleri daha net görmenizi sağlar. İnsanların bugün ne istediğini ve bundan beş yıl sonra ne isteyebileceklerini anlamakla ilgili öngörüler oluşturun. Zenginliğinizi en üst düzeye çıkarmak için bu ilkeleri kullanın.

DİĞER HABER
14 Şubat 2023