Gayrimenkul müşterilerinin yaşadıkları süreçte edinecekleri en önemli ders, ev fiyatlarının artışındaki düşüştür. Günümüzde bir çok aile, cebri icra nedeni ile evlerini kaybetmiş durumdalar. Bu nedenle çağımızın alıcıları, tek bir yanlış kararlarının çok pahalıya mal olabileceğine dair her zamankinden daha farkındalık sahibiler.
Onların bu farkındalıkları ise, zor durumlara düşmemek adına en profesyonel yardımı almak zorunda olduklarını hissetmelerine sebep oluyor. Öyle ki bugün alıcıların yüzde 90’ının gayrimenkul piyasasına hakim olan firmalar ile çalışmak istemesinin sebebi de budur.
Alıcıların bu eğiliminin farkında olan gayrimenkul firmaları da, her geçen gün gayrimenkul piyasasını okuma anlamında kendilerini geliştirmek için uğraşıyor. Başarılı liste sunumları yapmak ve pazar koşullarını çözümleyebilmek için yerel veriler ve analizler sunan yeni programlara yöneliyorlar. Pek çok emlak broker ve emlak firması, uzmanlıklarını müşterilerine duyurmak için en son verileri kullanan gayrimenkul siteleri, değerlendirme şirketleri, franchiserlar ve veri analitik firmaları ile bütünleşik şekilde çalışmayı tercih ediyorlar. Çünkü piyasayı çözümlemek, müşterilerin gözünde daha güvenilir olmalarını ve daha bilgi sahibi görünmelerini sağlayan en etkili yöntem olarak öne çıkıyor.
Şunu baştan ifade edelim ki piyasa okuması yapabilmek için bir ekonomi diplomasına ihtiyacınız yok. Sadece yerel gayrimenkul ekonomisinin nasıl işlediğini anlamanız yeterlidir. Satışlar, ücretler, değerler ve envanter konularına dair yerel veriler için iyi kaynakların yardımı ve birkaç terminoloji sayesinde piyasa okuması yapmanız mümkündür. Ve bunlara profesyonel uzmanlığınızı ekleyerek son trendleri grafikler ve rakamlar üzerinden gözlemleme yeteneği de kazandıktan sonra artık kazanan bir formül elde edebilirsiniz.
İlgili: GAYRİMENKUL PAZARINI OKUMANIZI SAĞLAYACAK İPUÇLARI
Emlakbroker.com ekibi olarak sizlere gayrimenkul piyasasını kolayca okumanızı sağlayacak temel ve ayrıntı düzeydeki bilgileri iki bölümlük bir yazı dizisi şeklinde hazırladık.
İdeal olarak, gayrimenkul piyasalarını takip etmek tedarik etmenin kuralları anlamına gelir. Eğer satılık evlerin tedariki talepten daha fazlaysa, piyasada fiyatların düşmesi için bir baskı oluşur. Alıcılar pazarlık için bir fırsat yakalar ve daha az sayıda satıcı evlerini satışa çıkarır. Böyle bir durumda evlerin satış süresi de uzar.
Eğer satılık evlerin tedariki talepten daha az olursa, evler daha hızlı satılmaya başlar ve fiyatlar artma eğilimi gösterir. Dolayısıyla daha fazla satıcı evlerini satışa çıkarır ve alıcılar kendileri için daha uygun fiyatların oluşması için beklemeye başlarlar.
Yani satılık evlerin sayısı ve talep miktarı, satışların ve fiyatların birbiri ile ilişkili olarak nasıl hareket ettiğini gösteren iki anahtar noktadır. Dolayısıyla geleceğe yönelik senaryoları kestirmek için de bu iki veriyi takip etmeniz önemlidir.
Gayrimenkul piyasalarının işleyişini diğerlerinden daha farklı hale getiren pek çok etken vardır. Bunları mevsimsellik, finansman, medyanlar, ortalamalar ve diğerleri olarak sıralayabiliriz. Şimdi bunları tek tek inceleyelim:
Mevsimsellik
Ev fiyatları mevsimlere göre değişiklik gösterebilir. Özellikle kış mevsiminin sert iklimi ev satışlarını genellikle daha zorlaştırır. Satışların artması ilkbahar ayında artarken, sonbahar ayında azalmaya başlar. Bu nedenle aydan aya karşılaştırılan satışlar ve fiyatlar, bazen size yanıltıcı sonuçlar doğurabilir. Yani ev satışlarının ve fiyatlarının mevsimsel sezonlara göre matematik formüllerle hesap edilmesi her zaman daha mantıklı olur.
Konut merdiveni
Bir alıcının kendisinin ardından yeni bir alıcıya dönüştüğü tek sektör gayrimenkul sektörüdür. Gayrimenkul işini bir merdiven gibi düşünebilirsiniz. İlk defa ev alan bir alıcı, ileriki yıllarda ev değiştirerek, daha küçük veya büyük bir eve geçmek isteyerek veya çocuklarına miras bırakarak kendisinden sonra yeni alıcıların meydana gelmesine sebep olur. O nedenle ilk defa ev alıcısı olacaklar konut merdiveninin basamaklarında başlangıç oluşturma açısından çok önemlidir.
Finansman
Ev sahiplerinin neredeyse yarısı kredi sahibidir ve son alıcıların yüzde 86’sı bir kredi yardımı ile ev satın almışlardır. Onların bu tercihleri, konut talepleri üzerinde büyük bir etki yaratır. Faiz oranları, gelir durumu, borç durumu ve kredi geçmişi gibi borçlanma standartlarını oluşturan faktörler, evlere gösterilen taleplerin miktarını da etkileyen bir durumdur. Bu durum, alıcıların bir ev alıp alamayacaklarına dair finansman sağlayıp sağlayamayacaklarını ortaya koyar.
Not: Yazı dizimizin devamı olan yarınki son bölümde, emlak piyasasını okumanıza fayda sağlayacak diğer ayrıntılı bilgileri bulabilirsiniz. Takipte kalın…