Gayrimenkul sektöründe faaliyet gösteren emlak broker ve danışmanlarının en hassas olması gereken konulardan birisi de “portföy seçimidir”.
Portföy oluşturmak ve bu portföye uygun talep (müşteri) yaratmak emlak broker ve danışmanlarının İş modelini oluşturur. Tam ve doğru bilgi=doğru sorgular=doğru değerleme ile portföyüne dahil ettikleri gayrimenkuller ise tek sermayeleridir.
Özellikle emlak sektörüne yeni giriş yapan emlak profesyonelleri için bu konu çok önemlidir. Gayrimenkul piyasasına hakim olan 2 tip portföy oluşturma türünü ve olumlu/olumsuz yönlerini sizlerle paylaşıyoruz.
1) Sözleşmeli Portföy: Sözleşmeli portföy kısaca, emlak sahibi ve emlak broker/danışmanı arasında çoğunlukla, 1 ile 3 ay gibi ( bazen 6 ay ve daha uzun da olabilir) zaman çeşitlemesi olan ve satış hakkının sadece sözleşmeyi yapan emlak broker/danışmanı tarafından gerçekleştiği portföy çeşididir. Gayrimenkulün varsa anahtarı sizdedir.
Emlak broker ve danışmanları için tek satış yetki belgesine sahip olmak çok önemli. Emlak profesyonelleri bu yetki belgesi ile satışı baştan garantiler ve yaşanacak tüm olumsuzlukları da sözleşme çerçevesinde önlemiş olur.
Sözleşmeli gayrimenkulü, iş ağınızda ki tüm emlak profesyonellerine tek elden satışa açarak paylaşımda bulunabilirsiniz. Garanti altına aldığınız satış sözleşmesinde yazan komisyon yüzdeniz kadar, o gayrimenkule ortak olduğunuzu da unutmayın. Bir nevi mal sahibi siz olacaksınız, tabii ki sözleşme süresi içerisinde. Paylaşıma açtığınız arkadaşlarınız buranın satılabilmesi için artık sizin adınıza çalışacak. Harika bir şey bu!
2) Sözleşmesiz Portföy/ Açık Satış: Genellikle gayrimenkulünün bir an önce satılmasını isteyen ki genel olarak çoğu emlak sahibinin istediği bu yöndedir, hızlı davranan satar mantığı ile hareket eden emlak sahiplerinin tercih ettiği sözleşme tipidir. Burada portföye eklemek istediğiniz emlağın satışı herkese açıktır. Sözleşmeli portföyün aksine, sözleşmesiz portföylerde, bu bir konut veya iş yeri ise, anahtar teslimi belirli bazı kişilerde bulunur. Kaç kişide paylaşımda konu başlığımızı okuyarak sözleşmesiz portföyünüze dahil edeceğiniz bir gayrimenkulde neler yaşayabileceğinizi anlatmıştık.
Sözleşmesiz portföy emlak profesyonelleri için çok tehlikeli ve kontrol edilmesi güç bir süreci de başlatmış olur. Kim tarafından, hangi şartlarda, ne zaman, ne kadar fiyata satıldığı hiç belli olmayan, sürekli olarak fiyatın artış gösterip, göstermediğini ve satılıp, satılmadığının güncellenmesi ve kontrol edilmesi gerekir.
İlana çıktığınız bu gayrimenkul için sizi arayan ve ilgilenen müşterinize bilgi verirken aslında 1 saat önce satışın gerçekleştiğini bilemezsiniz. Müşterinizi ofisinize davet ederek kendisine bir sunum yapma hazırlığına başlayıp son güncellemeyi almak için mal sahibini aradığınızda, o kötü haberle yıkılırsınız. Bu olumsuzluğu her gün yaşayan bir çok emlak profesyoneli var ve bu durum her emlak profesyonelinin bir defada olsa başına gelmiş kötü bir deneyimdir.
Sözleşmeli portföyün önemi burada daha iyi anlaşılmaktadır. Kurumsal inşaat firmaları bir satış gerçekleştirdiği zaman, ilgili gayrimenkulün satışa kapatılmasını, satışın gerçekleştiğini mail yoluyla ayrıntılı olarak bilgilendirir. Fakat aynı şey diğer mal sahipleri için geçerli değil. Belki de, elindeki tek gayrimenkule sahip olan ve bir an önce satılması için onlarca emlak profesyoneline paylaşımda bulunan ve iletişim halinde olan mal sahibi, satışın gerçekleşmesi durumunda ise kimseye bilgi vermez. Bu olumsuz döngü sektörde sıkça yaşanmaktadır.
Bir emlak profesyonelinin en önemli görevi, mal sahiplerini tek yetkili sözleşmeye ikna etmek olmalı. Sizin ve mal sahibinin arasında yapılacak olan sözleşmenin kendilerine nasıl faydalar sağlayacağını çok iyi anlatmalısınız. Sözleşmesiz bir gayrimenkulü portföyünüze dahil etmenin ne anlama geldiğini yukarıda verdiğimiz örneklemeleri yaşayınca daha iyi anlamış olursunuz. Gelecek yazılarımızda portföy oluşturma tekniklerini sizlerle paylaşacağız.