2008 yılındaki küresel finans krizinden bugüne kadar birçok sektörde önemli düşüşler yaşandı. Bunlar içerisinde emlak sektörü de vardı ve dolayısıyla emlak yatırımı önemli ölçüde düşmüştü. Ancak küresel krizin tam ortasında bulunan emlak sektörü, günümüzde bu krizi aşmış gibi görünüyor.
Faiz oranları azalırken, özellikle Londra, New York ve Hong Kong gibi büyük küresel finans merkezlerinde, giderek daha fazla yatırımcı emlak üzerine yatırım yapıyor ve pazarlar bu nedenle patlıyor. Bu, aynı zamanda emlak sektöründe istihdam yaratılmasına da neden oluyor.
Elbette ki bu verdiğimiz bilgiler, emlak sektörünün en zirvede olduğu ülkeleri baz alarak dünya kapsamında ve tüm sektörü ilgilendiren bilgilerdir. Aynı bilgileri Türkiye için değerlendirdiğimizde daha farklı bir profil ile karşılaşabiliriz. Ancak buradan geçiş yapacağımız konunun, hangi ülke için olursa olsun önem arz ettiğini söyleyelim.
Genel olarak gördüğümüz emlak sektöründeki bu değişimin yakın zamanda daha farklı yönde ilerleme ihtimali bulunuyor. Çünkü emlak iş uygulamaları arasına uzaktan çalışma diye yeni bir kavram girdi. Bu durum, sektördeki düzenli istihdam modellerini değiştirebilir.
Uzaktan çalışma modeli, küresel çapta büyüyen bir modeldir. Hali hazırda çalışan işçilerin ve çalışanların yüzde 80’i çeşitli sektörlerde uzaktan çalışma modeline göre çalışıyor. Amerika ise bu açıdan en ön sırada ilerliyor. Öyle ki 2016 yılının sonunda Amerika’daki tüm çalışanların yarısı uzaktan çalışan olarak sınıflandırıldı.
Ancak bazı sektörler için uzaktan çalışma modeli işe yarıyor olsa da bu hepsi için geçerli değil. Peki, gayrimenkul sektöründe uzaktan çalışma modeli işe yarıyor mu? Bizi ilgilendiren kısmı burasıdır. Özellikle İstanbul gibi bir metropolü düşündüğümüzde, sokaklardaki yüksek binalarda bulunan ofis modellerine sıkışıp kalmış bir endüstri, her sabah ofisine doğru yol alan takım elbiseli ve kravatlı emlak profesyonelleri ile dolu. Çoğu iş hâlâ masa üzerinde yapılıyor ve bu durum, genellikle bir emlakçı için iş-yaşam dengesi açısından hiç de iyi bir şey değil.
Demotive olmuş ekip liderleri, verimsizleşen çalışanlar ve sektörün gerektirdiği işleri yapmaya uygun olmayan iş ortamları, pek çok endüstrinin uzaktan çalışmaya başlamasına yol açan etkenlerdir. Bu nedenle gayrimenkul dünyasının da bu durumdan etkilenip etkilenmeyeceği akıllara gelen yeni sorulardan biridir.
Konum dediğimiz kavram, emlak sektörü için olmazsa olmaz konulardan biridir. Emlak çalışanları, evden büroya, oradan başka bir eve ve oradan diğer bir müşteri ile görüşme mekânına derken yıl içinde binlerce kilometre yol kat ederler. Ancak bu işin illâ ki böyle mi yapılması gerekiyor? Dedelerimizden kalma teknikler ile hareket etmek mecburiyetinde miyiz?
Uzaktan çalışma modelinde ise ofise gidiş-dönüş süresinin olmaması bile, işinizi yaparken size ne kazandırırdı, hiç düşündünüz mü? Sadece kendi niş pazarınıza yöneldiğiniz bir iş düşünün. Uzmanlık bölgeniz aslında sizin ofisiniz. Sermayenizi oluşturan satılık/kiralık gayrimenkulleri buradan kazanıyorsunuz.
Ofis dışında bulunmanız gereken tek yer bölgenizdir. Önemli toplantılar ve müşteri görüşmeleri dışında ofiste durmanızın bir anlamı yok. Hatta müşteri görüşmelerinizi bölgenizde uygun bir ortamda bile gerçekleştirebilirsiniz.
Bu, size yalnızca benzin ve dükkan masraflarından tasarruf sağlamaz, aynı zamanda müşterilerinize daha hızlı ve daha verimli bir hizmet sunmanızı da sağlar.
Bir gayrimenkul firması için etkileyici bir cadde üzerinde büyük bir daire tutmak, artık gereksiz hale geliyor. Çoğu büyük emlak firması da zaten uzaktan çalışma modeline geçiş yapıyor. Ana merkez olarak kabul ettiği bir ofisin haricinde kendisine bağlı emlak danışmanları için sanal ofisler kuruyor veya uzaktan çalışma şeklini benimsiyor.
Paylaşımlı ofis alanları ve toplantı tesisleri de bu anlamda büyük bir ilgi görüyor. Her ülkede ve her şehirde bulabileceğiniz ortak toplantı ortamları, görüşmelerin yapılması için cüzi fiyatlarla kullanılabiliyor. Sürekli hareket halinde olan emlak profesyonelleri için bu paha biçilemez bir nimet aslında.
Online uzaktan çalışma araçlarının kullanımındaki artış, günümüzde bu modelin ne kadar işe yaradığının bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Trello benzeri araçlar, emlak şirketlerinin ve profesyonellerinin iş yüklerini kontrol etmelerini sağlarken, Slack benzeri araçlar ise meslektaşları ile birlikte iş projelerini kendi evlerinden veya ev-ofislerinden paylaşmalarına yardımcı oluyor. Özellikle Trello uygulaması ücretsizdir. Ekip içi iletişim, ajanda ve proje yönetiminde bu uygulamayı etkin olarak kullandığımızı da ayrıca belirtelim.
Ayrıca çoğu işveren, çalışanlarının tamamının güvenli bir şekilde hassas bilgilere erişebilmesi için VPN (sanal ağ) kurmayı tercih ediyor. VPN dediğimiz teknoloji, emlak sektöründe çalışanların şirket bilgilerine güvenilir yöntemler ile erişmelerine izin veriyor.
Emlak sektöründe belki en önemli şey, emlakçıların karşılaştıkları müşteri taleplerinin değişmesi olarak kaşımıza çıkıyor. Bu talepler, daha fazla emlak çalışanının uzaktan çalışma prensibini benimsemesini teşvik ediyor. Buna karşılık emlak çalışanlarının bu yeni modeli benimsemesi de müşterilerin taleplerini değiştiriyor. Yani bu konuda karşılıklı bir etkileşim söz konusu diyebiliriz.
Emlak çalışanları bir dükkana ihtiyaç duymadıkça, büyük kentlerdeki daireler ve şehirden uzaklaşan banliyö bölgelerindeki küçük bölgelerdeki evler, diğer iş alanlarına ve konut kullanımına elverişli hale geliyor. Müşteri profilinin demografik açıdan değişmesi ise, onların ihtiyaçlarına odaklanmak açısından önem arz ediyor.
Gayrimenkul dünyası, uzaktan çalışma modeline geçiş sürecinden geçerken, siz de bu süreçte nasıl bir seyir izleyeceğinizi şimdiden düşünün deriz. Böyle bir modelin Türkiye’ye gelmesi için belki uzum zaman olduğunu kabul etmek gerek. Ancak sektörde gelişen dengelerin ve değişimin farkında olmak ve ne olursa olsun bir plana sahip olmak, ufkunuzu açacaktır.