Emlak dünyası, büyük resmi görenler için aslında içerisinde sonsuz sayıda değişik durumu barındırır. İnsanlara ve müşterilerin duygularına yönelik yaptığınız bu iş, tamamen onlara ve onların tepkilerine bağlıdır. Dolayısıyla teknolojinin sürekli değişim göstermesine bağlı olarak insanların ihtiyaçlarının ve yaşam şekillerinin de değişiklik göstermesi, emlak sektörünün de bu değişime ayak uydurması veya bu değişimin öncüsü olması zorunluluğunu doğurur.
Bu kadar değişim odaklı bir sektörün elbette ki sorunları da boldur. Emlak broker ve danışmanlar, her yıl çeşitli sorunlar ile karşılaşırlar ve bunların çoğu da sektörde uzun soluklu iş yapabilmek ve tutunabilmekle ilgilidir. O zaman emlak sektöründe faaliyet gösterenlerin üzerine eğilmesi gereken konulardan biri de sorunların nasıl çözülebileceğine dair olmalıdır.
Bu haftaki kitap makalemiz, sorunların çözümünü bulabilmek ve onların üstesinden gelebilmek için “beynini en çok kullanan adam” olarak kabul edilen Einstein’in bakış açısından değerlendirme yapan “Einstein Gibi Düşünmek” olacak. Yazarımız ise Scott Thorpe.
Alman kuramsal fizikçi Albert Einstein, dünyanın en ünlü denklemi E=mc²’yi formülleştirdi, kuantum teorisinin gelişimine katkıda bulundu ve ömrü boyunca üç yüzden fazla bilimsel makale yayımladı. Dünya onu dâhi olarak anmaya devam ediyor. Biz, bu kitap ile birlikte, elbette ki onun kuramlarının ve fiziğin derinliklerine inmeyeceğiz. Onun başarılarını elde etmekteki güçlü kararlılığını ve strateji geliştirip hedefleri gerçekleştirirken hayal gücünü nasıl kullandığını anlayacağız.
Ömrünü otoriteye direnip kişisel özgürlükleri destekleyerek geçiren Einstein, bu ideallerini tehdit edenlere fedakârca göğüs gerdi. Bu kitapta Einstein’ın büyük bilimsel gizemleri çözerken benimsediği eşsiz yaklaşımı, sıra dışı fikirlerini ve kişiliğinin bütün yönlerini şekillendiren etkenleri keşfedebilirsiniz.
Einstein, hepimize dünyaya bambaşka bir çerçeveden bakmayı, büyük düşünmeyi, otoriteye meydan okumayı ve sorgulamaktan asla vazgeçmemeyi öğretiyor.
Bu kitapta, en zorlu sorunlarınızı çözmek için ilginç teknikler öğrenebilirsiniz. İş dünyasından ebeveynliğe, yaratıcılıktan ilişkilerinizi geliştirmeye varan günlük sorunlara yönelik etkileyici çözümler bulabilirsiniz.
"Sosyal çevrenin önyargılarına aykırı fikirleri çok az kimse ılımlı bir şekilde ifade edebilir. Çoğu insan bu tür fikirleri üretmekten bile acizdir." – Albert Einstein
Yazar, Einstein’in bakış açılarından en önemlisini, kuralların dışına çıkarak düşünmek şeklinde yazıyor. Ona göre eğer bir sorunu çözemediyseniz, bir takım kurallara takılmışsınızdır ve bu nedenle sorunun çözümüne yönelik bir ipucu yakalama şansınız olmamıştır.
Aslında hayatımız kurallarla doludur. Hepimiz; normal hayatımızda, iş hayatımızda, aile hayatımızda kurallara uyum sağlayarak yaşarız. Ancak Einstein’in bakış açısına göre bazen bu kuralları aşarak düşünmek gerekir. Çünkü kurallar, belli fikirlerin tekrarlanması neticesinde oluşur. Sürekli tekrarlanan bu fikirler kurala dönüştüğünde, artık karşısına çıkan diğer fikirleri tamamen görmezden gelir. Farklı düşünememek ise sorunlara yönelik çözüm üretme kabiliyetimizi engeller.
Emlak sektöründe yaşadığımız sorunları düşündüğümüz zaman, onların üstesinden gelebilmenin aslında Einstein’in bakış açısı ile sağlanabileceğini keşfederiz. Henüz kişisel ağını oluşturmamış sektöre yeni girenlerin bu aşamayı nasıl atlatacağı, yoğun rekabetin içinde sıyrılabilmek için yenilikçi pazarlama seçeneklerinin nasıl üretileceği ve sektörde uzun yıllar tutunabilmek için ne tür stratejiler geliştirilebileceği, Einstein’in bu bakış açısı ile çok daha kolay hale gelebilir.
Bazen ürettiğimiz yeni bir fikir, iş hayatımıza, hatta tüm sektöre hayati çözüm olanakları sunabilir. Unutmayın ki Einstein’in bilgi seviyesini değil, problem çözme yeteneği onu ilerletmiştir. Onun kanıtladığı E=mc2 formulü, aslında tarihin derinliklerinde uğraşılan bir meseleydi. O, pek çok bilim insanının bakış açısı ile bu formül üzerinde başarıya ulaşamamışken, sınırların ve kuralların dışına çıktığında yeni olanı keşfetmesini başarmıştı. Yani o zamana kadar birçok parlak kişi çözüme yaklaşmış, fakat bir kuralın varlığı yüzünden başarıya ulaşamamıştı. Bunu delen Einstein oldu.
"Bir şeyi tekrar tekrar deneyip farklı sonuçlar almayı ummak kadar belirgin bir delilik işareti yoktur." – Albert Einstein
Bu bakış açısının bir şirket yönetimindeki izlerine bakmak gerekir. En güç probleminizi çözebilmek için bazen en değer verdiğiniz kurallardan birine karşı çıkmak zorunda kalabilirsiniz. Kitapta bu konuda bize bazı örnekler sunuluyor.
Henry Ford, Ford T'lerin seri üretimiyle bir servet kazanmıştı. Ama bu modelin üretimini bir kural haline getirmesi yüzünden aynı serveti kaybetmenin eşiğine gelmişti. Rakipleri giderek zenginleşen orta Einstein'ın Sırrı sınıfa hitap eden süsleme ve seçeneklerle donatılmış arabalar üretiyordu artık. Henry kendi kurallarına karşı çıkamadığı için siyah Ford T'leri üretmekte direterek pazar payını kaybetti.
Einstein, okul hayatında davranış sorunu olan biriydi. Kendiliğinden kurallara karşı gelme ve dışına çıkma eğilimi gösteriyordu. Biz bunu davranış sorunu olarak nitelendiriyoruz, çünkü biz okul eğitimimizden iş hayatımıza ve sonraki yaşamımıza kadar belli kurallara uyum sağlayarak yaşamanın peşindeyiz.
Şimdi bir düşünün. Emlakbroker.com ekibi olarak uzun zamandır “emlak sektöründe neden yeni ve etkili girişimlerin ortaya çıkmadığı” sorununu inceliyoruz. Yeniliğe ihtiyacımız olduğunu, emlak sektörüne bu açıdan bakılması gerektiğini savunuyoruz. Ancak gerçekten fark yaratan bir bakış açısına sahip olmak ile yenilikçi görünmek arasında farklar vardır. Bunu kitaptaki bir örnek ile destekleyelim:
Yenilenmeye ihtiyacı olan kuruluşlar bile yeni düşüncelerin cesaretini kırarlar. Eğer bir toplantıda birisi çıkıp çılgınca bir öneride bulunursa, kimse, ‘Aman, böyle orijinal bir fikir bizi yeni bir çözüme götürebilir’ demez. Bunun yerine gözlerini çevirip tartışmaya geri dönerler. Bize kuralları öğrenmek, kullanmak ve saygı göstermek öğretilmiştir.
Farkı anladınız mı?
“Soru olmazsa yanıt da olmaz. Yanıtlara ve çözümlere ulaşmamızın nedeni iyi sorular sormamızdır.” – Albert Einstein
Kitapta, sorunları halletmek bağlamında, Einstein’in bakış açılarından kazanabileceğimiz diğer bir şey de soru sormak olarak karşımıza çıkıyor. Her sorunun başka bir yanıtı ve çözümü beraberinde getirebileceğini belirten yazar, soruları ve cevapları listelemenin önemine de değiniyor.
Çözümlemek istediğiniz birden çok probleminiz varsa hepsi üzerinde yeterli çalışmayı yapamayacak olsanız bile yazın. Sadece bir problem listesini düzenli olarak gözden geçirmek bile ilginç fikirlere esin kaynağı olabilir. Çoğu problem, dikkat yetersizliğinden ötürü çözümsüz kalır. Dikkatimizi zor problemler üzerinde yeteri kadar toplamazsak bir çözüm kıvılcımı çakmaz.
Zihnin sadece sizin bir çözüm isteyip istemediğinizi bilmesi yeterlidir. Bir problemi düzenli olarak düşündüğünüzde, bu yaptığınız onu kısaca gözden geçirmek bile olsa, beyninize bir çözüme gereksinim duyduğunuzu hatırlatmış olursunuz. Nöronlarınız birbirleriyle konuşmaya başlar ve en sonunda bazı yanıtlar bulununcaya kadar bu iletişimi sürdürürler.
Sorunların çözümünü bulmaya yönelik olarak kitapta belirtilen yöntemlerden bir diğeri, kendinize motivasyon kaynağı bulmanız ile ilgilidir. Çözüm bulmanız için kendinize bir motivasyon seçmeniz gerekir. Eğer çözmek istediğiniz problemi tamamladıktan sonra elde edeceğiniz motivasyonu bilirseniz, sorunu çözmeye daha iyi odaklanabilirsiniz. Motivasyon, bazen sadece bir sorunu çözmenin verdiği haz olabileceği gibi bazen de elde edilecek bir ödül veya başarı olabilir.
Peki, ya Einstein’ınki neydi?
Bir seferinde Einstein ve asistanına bir kağıt ataşı lazım olmuştu. Ama sadece kullanılmış ve bu yüzden eğilip bükülmüş bir ataş bulabilmişlerdi. Einstein bunu düzeltmeye yeltendi ama bunun içinde bir alet lazımdı. Bu kez de büroda uygun bir alet aradılar. Alet ararken bir kutu ataş buldular. Einstein kutudan bir ataş aldı ve onu eski ataşı düzeltmek için kullanabileceği şekle sokmaya çalıştı. Asistanı ona artık ellerinde bir kutu ataş varken neden hala eski ataşı düzeltmeye çalıştığını sordu. Einstein şöyle cevap verdi: ‘Önüme bir kere bir hedef koydum mu, beni döndürmek çok zorlaşır.’ İşte bu, büyük çözümler üretmek için gerekli olan kararlılıktır. İyi bir fikri bir yanıta dönüştürmek zaman ve çaba gerektirir.