Emlak sektörünü on yıldan fazla bir süre önce takip etmeye başladım: o zamanlar bu ekosistemi yenilikçi, ilham verici ve düşündürücü buldum.
Okumayı ve yazmayı sevdiğim için gerçekten yayılmaya değer fikirlerle ilgili emlak dünyasının en renkli, en faydalı üstelik ücretsiz sitesi, emlakbroker.com’u kurdum.
Artık fikirler hakkında ortak paydada buluşabileceğimiz kişilerin olduğu düşüncemden, danışmanların ve emlak ofislerinin satış zili çalmasından ve doğum günü kutlamasından başka bir paylaşım gelmediğini görerek vazgeçtim. Arada bir emlak vergisi hatırlatmalarını, bayram tebriklerini ve iyi haftalar/haftasonları kartlarını da unutmayayım.
Bir adım geri alayım.
Sosyal medyanın bu kadar kirlenmediği dönemde içeriğin kral olduğu bir zaman vardı. Deneyimli emlak profesyonelleri tarafından yayınlanan içerikler, genel bir emlak kitlesi için fayda sağlayan, sektörle ilgili en son araştırmaları paylaşan ve yorumlayan heyecan verici içerikler vardı. Bu oluşturulan içerikler sadece emlakçılardan değil çok farklı disiplinlerdeki mesleklerden de geliyordu: İnşaat mühendisleri, mimarlar, değerleme uzmanları.
Bir özgünlük sorunu
Ama yıllar geçtikçe, ne zaman bir içerik okusam ve sosyal medyada bir paylaşımı görsem, bir video içerik izlesem, aklımda rahatsız edici bir his oluşmaya başladı.
Paylaşımların sayısı arttıkça, kalitenin artık her zamanki standartlarda olmadığını hissettim. Fikirler emlak dünyasına faydalı değil, kişisel olarak daha çekici ve çıkarcıydı.
Özellikle pandeminin başlangıcında her yerde konuşma ve görünme açlığı yaşayan sektör içindeki bilirkişilerin, Zoom (Clubhouse da bu son döneme dahil) temalı oturumları beni oldukça şaşırtmıştı. Hiçbir oturumu canlı seyretmedim (Youtube’a yüklenen oturumları hızlandırılmış olarak geçtim) gibi hiçbir panele konuşmacı olarak da katılmadım.
Oturumlar bir aseton gibi uçup gittiğinde, akılda kalan hiçbir şey olmuyordu. Üstelik süslü alıntılardan oluşan ekrandan okuma özgürlüğü Murat 124’e Lamborghini motoru takılmış gibi konuşan kişiyle uyumsuzdu. Çok fazla şey bilmenizede gerek yok, bir kaç cümle ezberlemeniz yeterli.
Ama en önemlisi, aynı konular, bizim okumayı beceremediğimiz ve anlayamadığımız sürekli istatistik okumalar, büyük büyük konuşmalar, konuşmacıların vurgulu tonu: hepsi biraz aynı gelmeye başladı. Ve sadece Zoom’da değil. Zoom tarzı diğer tüm görüşmelerde benzer şekilde.
Yenilikçi format olarak başlayan şey, herkesin giymesi gereken ince bir tende, emlak moda dünyasında, her bedene uyan tek bedene dönüşmüş gibi görünüyordu.
Ne zaman Zoom veya ClubHouse gibi bir trend görmeye başlasam, Facebook gönderilerinin yazılma şeklinden –hepsi benzer şekilde – instagram pozları veya hashtag'leri, pazar nişlerinde ve endüstrilerinde çoğalan jargonlar veya sosyal gruplara ve şirketlere yayılan moda sözcükleri, bir içerik üreticisi olarak biraz rahatsız hissediyorum... Özgünlük eksikliği nedeniyle...
Emlak sektöründeki deneyimli bir profesyonelin konuşmasına en fazla özgünlüğü getirmesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü onun özgünlüğü ve benzersizliği, sektöre fayda sağlaması gereken tek şey. Gerçekten sektöre değer katacak ve fayda sağlayacak bir durumda değilseniz, bu paylaşımlardan ve panellerden uzak durun. Modern toplumun bizi inandırdığının aksine görünmez olmanın utanılacak bir tarafı yok.
İsteyen herkesin kendi panelini oluşturduğu bu çevrimiçi görüşmeler, istemeden de olsa herkesin bilinçli veya bilinçsizce uyduğu Zoom toplantılarına çıkmanın bir yolunu yaratmış olabileceği aklıma geldi. Bu durum, birbiri ardına her yerde konuşma açlığı çeken panel konuşmacılarını yapay gösteriyordu.
Fikirler mi yoksa… yayılmaya değer egolar mı?
Ve sonra biraz şaşırtıcı bir aydınlanma yaşadım. 'Ego' büyük ölçüde Zoom’a sızdı.
Zoom toplantıları, sektöre ışık tutacak yenilikçi fikirlerle mi ilgili, yoksa konuşmacılarla mı ilgili?
Görüyorsunuz, tüm bu yazdığım birbirine benzer konular ve ifadeler, vurgulu tonlar ve dikkatle prova edilmiş ekrandan okumalara, genellikle bir düzeyde kutsallık ve gösteriş eşlik ediyor.
Zoom veya ClubHouse toplantılarının çoğunlukla izleyicilerin bir şeyler yapabileceği fikirleri teşvik etmekle mi yoksa kişilikleri ve egoları teşvik etmekle mi ilgili olduğunu sorgulamaya başladım.
Bugün hayattaki en büyük başarıları Zoom’da konuşmak olan şahsiyetler var. Ana işleri Zoom konuşmacısı ve işlerini ve güvenilirliklerini çoğunlukla bu özellik etrafında inşa ediyorlar.
Zoom’da konuşmacı olmak biraz New York Times’ta en çok satanlar listesine girmeye benziyor. Tüm bu benzer toplantılar, içi boş faydasız konuşmalar ve dikkatle prova edilmiş ekran okumalarına yukarıda yazdığım gibi genellikle bir düzeyde kutsal ego ve gösteriş eşlik ediyor.
Ama tam tersi olmalı. Yetkinliği sorgulanmadan Zoom konuşmacısı olduğu için kimseyi suçlayamam. Ancak, pek çok konuşmacı için Zoom görünümünün, önem açısından, çalışma geçmişlerinden ve katkılarından daha ağır bastığı bir noktaya ulaştıysak, mesleğin ne hale geldiğini kesinlikle sorgulayabilirim.
Zoom Ve ClubHouse’ın Pandemide Yükselişi
Andy Warhol'un iddia ettiği gibi: “ Gelecekte herkes 15 dakikalığına dünyaca ünlü olacak”.
Şöhretin genellikle konuşmanın yapıldığı Zoom toplantısı ile sınırlı olması dışında, hemen hemen her konuşmacının bu süre içerisinde kendini ve egosunu beslediğini konuşmalarından görebiliriz.
Zoom ve benzeri uygulamalar emlak profesyonelleri için ilginç bir pazarlama modeli olsa da, fayda sağlamayan bu fikirlerin “çakma şöhretliği”, bu etkinliklerin katma değeri hakkında birden fazla soruyu gündeme getiriyor.
Aslında, hemen hemen herkes bir grup insanı bir araya getirebilir, her şeyi Zoom’dan organize edebilir ve birbirini taklit eden bu panellerden birini kurabilir, ancak konuşmacıların ve konuşmaların konusu, arka planı, güvenilirliği ve kalitesi hemen hemen aynıdır, olmayan bir konu.
Zoom herkes için ücretsiz bir formata dönüştü, burada bir grup insan esas olarak kendilerini sergileyecekleri bir sahneye sahip olmak ve buna büyük büyük Emlak Zoom toplantıları adını koymak amacıyla etkinliği ayarlayabilirler, bu yüzden daha havalı görünür. Fikirler ise ikincildir.
Zoom, sektördeki bilgi ihtiyacından ziyade egonun 15 dakikalık şöhret ihtiyacına daha fazla cevap veriyor gibi görünüyor.
Etkinlik, paylaşacak çok önemli bir şeyleri olduğu için mi düzenlendi, yoksa bir etkinlik düzenlemeyi seçip sonra söyleyecek sağlam bir şey mi buldular? Birkaç Zoom panelini izleyin ve kendiniz bu bakış açısıyla yargılayın.
'Kişisel Markalaşma' adlı yeni bir salgın; Zoom Toplantıları
Webrazzi haberine göre: Zoom'un Türkiye'deki ücretsiz kullanıcı sayısı, pandemiden sonra 139 kat arttı.
Bu oranda, bir veya iki yıl içinde muhtemelen Zoom konuşmacısı olan en az iki aile üyeniz olacak :)
Zoom toplantılarının emlak sektörüne değer katmadığını mı söylüyorum? Hayır, mesele bu değil. Çok fazla bilgi kirliliği ve gürültü ile birlikte değer getirdiğine inanıyor muyum? Evet inanıyorum.
Sadece faydalı bilginin fazla olmadığını hissediyorum. Bence büyük ölçüde kollektif ego tarafından konuşan kişilerin popüler olma çabasıyla, sektörel bilgi ikincil olarak arka planda kaldı. Artık bu amacını taşımayan etkinlikler, sektördeki binlerce emlak profesyoneli için kişisel markalaşmanın bencil amacına hizmet etmeye başladı.
Zoom gibi hızlandırılmış “mış” etkinlikleri, sektördeki hepimizi giderek daha fazla 'kişisel markalaşmaya' iten daha büyük bir eğilimin yalnızca bir parçası.
O kadar pazarlama odaklı bir sektörde yaşıyoruz ki (dikkat çekmek için devasa süslü paylaşımlar, büyük konuşmalar, filozofları gölgede bırakan vecize sözler, işlevsiz bir rekabet savaşları) kişinin kendisini markalaştırması o kadar çok zaman ve çaba gerektiriyor ki, bazen kişinin kendi zanaatını bilemesine engel oluyor.
Ve etrafıma baktığımda, şu Atasözünün geçerliliğini giderek daha fazla görüyorum: En çok gürültüyü boş kaplar yapar.
Zoom, ClubHouse ve etkinliklerde konuşmanın doğası gereği yanlış bir şey olmamasına rağmen, bence emlak dünyasında daha az kişisel markalaşmaya ve daha fazla kişisel gelişime ihtiyacımız olduğunu anlamanın zamanı geldi.
Daha az Zoom konuşmacısına ve daha çok değerli emlak profesyoneline ihtiyacımız var.
Bu yüzden sonunda Zoom etkinliklerini ve yetkinliği olmadan kendini bilirkişi sayanları takip etmeyi bıraktım.