Dünya hızla ilerlemekte ve gelişmekte olan bir organizma ve vizyon sahibi insanlar her geçen gün geleceği şekillendirmeye devam ediyor… Zeki ve öngörülü insanların varlığı sayesinde teknoloji inanılmaz bir hızla ilerliyor ve dünya bugün bundan 10 yıl öncesi ile karşılaştırılamayacak kadar farklı… Firmalar geleceğin inşası noktasında kendilerine yer edinmek adına ARGE çalışmalarına daha fazla ağırlık veriyor ve yöneticilerini seçerken daha titiz davranıyorlar. Ancak tüm bu hummalı çalışmalara rağmen gerçekten başarıyı yakalamış kişi veya firma sayısı bir elin parmağını geçmiyor.
Emlak ekosistemi içerisinde yer alan veya yer almayı düşünen girişimler, franchise şirketleri, ilan siteleri ve brokerlar için kaleme aldığımız bu makalemiz son günlerde girişim çöplüğüne dönüşecek fikirlere sahip olan, geleneksel bir düşünce sistemiyle girişimlerini devam ettiren ve yeni girişimler için fırsat arayan girişimci adayları için önem arz ediyor.
Herkesin girişimci olmak için fikir patlamasına şahit olduğumuz günümüzde başarısızlığın nasıl geleceğini öğrenmek isteyenler için uzun ama pusulanızı tekrar ayarlamanızı sağlayacak yazımıza başlıyoruz.
Önce bir hayal edin. Dünyayı avucunuzun içine alacak sektörün öncü bir girişimi olmak varken, fikirlerine çok güvendiğiniz ve inandığınız işinde uzman olan kişiler sizi başarısızlık derslerinde okutulacak bir yola soktuysa. Ne düşünürsünüz? Sadece işinde uzman olan bu kişilerin yargıları ile tabela çokluğu ile övünen bir franchise şirketi olmak mı istiyorsunuz yoksa daha fazla özellik ve buton yapmakla uğraşan girişimin bir parçası mı?
Sizi fikirleriyle başarısızlık rotasına oturtmaya kalkan tavsiyeleri bertaraf edecek, dünyayı değiştirmeye çok yakınken başarısızlık hikayesinden önemli dersler çıkarılacak bir şirkete dönüşen, bu anlamda başarısız olmuş ve başarıyı teğet geçmiş önemli şirketlerden bir tanesi olan Xerox'un gerçek hikayesiyle başbaşa bırakıyoruz…
Xerox markasını bilmeyenler için kısaca açıklamak gerekirse; Xeros 1906’da bir Amerikan firması olarak kurulmuş ve hala varlığını sürdüren özellikle fotokopi makineleri ve yazıcılar alanında en bilinen markalardan biri. Xerox kendini geliştirmek ve geleceği inşa etmek adına önemli çalışmalar yürütmüş; hatta Ethernet iletişim ağını bulmuş ancak sonuç olarak başarısız olmuştur. Bizim burada altını çizeceğimiz nokta ise neden başarısız olduğu sorunsalı.
Xerox 1970li yıllarda ARGE çalışmalarına inanılmaz bir fon ayırmış ve kendi başarılı olduğu alan olan fotokopi cihazlarından bağımsız çalışmalar yürütmüştür. Hatta bu çalışmalar içerisinde bugün dünyayı değiştiren teknolojinin kıvılcımı olan Apple ve Microsoft tarafından geliştirilerek kullanılan ilk grafiksel ara yüz çalışmaları da bulunmaktadır. İngilizce olarak Graphical User Interface (GUI) olarak bilinen bu çalışma kısaca elektronik cihazların görsel grafikler yoluyla daha kolay ve basit şekilde kullanılmasını sağlayan bir sistemdir. Eski nesil bilgisayarda kullanılan komut bazlı işletim sistemi, GUI sayesinde terkedilmiş ve bilgisayar dünyasında büyük bir teknolojik devrim yaşanmıştır. GUI sistemini ilk geliştiren aralarında Alan Kay’ın da bulunduğu Xerox araştırma ekibidir. Ama gelin görün ki Xerox GUI sisteminin geleceği nasıl değiştireceğini öngörememiş, yaptıkları çalışmaları pazarlanabilir ürün haline getirememiş ve yürüttükleri çalışmayı yarıda bırakarak kendi bildikleri alanda devam etmeye karar vermişlerdir.
Peki Xerox eğer daha vizyon sahibi, geleceği öngörebilen zeki yöneticilere sahip olsaydı ne olurdu? Veya Xerox, grafiksel ara yüzü icat eden ilk firma olarak neden çalışmalarını devam ettirmekten vazgeçerek geleneksel iş anlayışlarına geri döndü?
Bu soruya cevap olarak Olssen ile Peters’in 2005 yılında yazdıkları makalede yaptıkları vizyoner yönetici olma özellikleri açıklaması verilebilir. Buna göre serbest piyasa ekonomisinin getirdiği çetin rekabet anlayışında hayatta kalmak için şirketler yöneticilerini girişimcilik ruhu olan ve yeni performans önlemlerinin değerini bilen kişilerden seçmelidir. Başka bir deyişle, eğer Xerox firmasının yöneticileri uzun vadeli planlar yapabilen, vizyoner, zeki, geleceği öngörebilen kişilerden oluşsaydı bugün Microsoft veya Apple markalarının sahip olduğu üne ve zenginliğe sahip olabilir; geleceğe yön verebilir bir konumda olabilirdi. Ancak temellerini kendi attığı teknolojik değişimin meyvelerini başkalarının (Apple) yemesini izlemekle yetinen Xerox birçok kesimin de deyimiyle geleceği ıskalamıştır.
Bugün akıllı telefonlar, bilgisayarlar veya tabletler sayesinde günlük ve kurumsal hayatın her alanında kullanılan GUI sistemine dayalı Windows işletim sistemini Xeros yöneticileri o dönemde geliştirip pazara sunabilselerdi Bill Gates’in hak ettiği tüm alkışları toplayabilir ve yeni bir pencereden dünyaya bakabilirlerdi. İnsanın hem günlük hem profesyonel hayatını kolaylaştıran GUI sistemi insanoğlunun yaratacağı geleceğin bir örneği olarak karşımızda durmaktadır. Teknoloji bir devinim içerisinde ilerlemekte ve bazı isimler veya kurumlar bu değişimin öncüsü olmaya devam etmektedir.
Yaratıcılık ve yenilikçilik 21. Yüzyılın teknolojiyle bütünleşen iş dünyasında aranan beceriler olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak bu özellikler tek başına tabi ki yeterli değildir. Yaratıcı ve yenilikçi bir beyne sahip yöneticiler aynı zamanda geleceği öngörebilme yeteneğine sahip olmalı ve büyük resmi görebilmelidirler. Wayne Vanwyck’nin Visionary or People Manager yazısında bahsettiği üzere vizyon sahibi yöneticiler yaptıkları işin geleceğinin renklerini, biçimlerini ve boyutlarını görebilmelidirler. Liderleri vizyoner liderler ve insanları yöneten liderler olarak iki ayrı gruba ayıran Vanwyck eğer şirketin liderleri vizyon sahibi olmaktan çok insanları yöneten kişilerden oluşuyorsa şirketin geleceğe uzanan yolunu kaybedeceğini dile getirmektedir.
Apple firmasının kurucusu Steve Jobs, Facebook sosyal ağın kurucusu Mark Zuckerberg gibi isimleri vizyon sahibi liderler veya yöneticiler olarak örnek gösteren Dave Lavinsky ise Forbes’da 2013 yılında yayınlanan yazısında vizyon sahibi olmanın gelecekte nerede olacağını seçmeyi gerektirdiğini ve bunun için atılacak adımları planlamak olduğu söyler. Ayrıca bunu başarmak için yaratıcılığın ve disiplinin önemini vurgulamayı da ihmal etmez.
Tüm bunlara bakıldığından Xerox insan yönetme becerisine sahip ancak vizyoner olmayan yöneticileri yüzünden bugün Lavinsky tarafından vizyon sahibi kişiler listesinde yer almamaktadır. Veya şu anda geleceği yöneten ve şekillendiren firmalar olarak bir liste oluştursak Xerox maalesef bu listenin dışında kalacak ve geleceği ıskalamış bir firma olarak vizyoner olmayan yöneticileri ile anılacaktır.
Sonuç olarak geldiğimiz nokta şirketlerin yöneticilerini seçerken dikkat etmesi gereken asıl şeyin kişinin okuduğunu anlayıp uygulaması değil gelecekte uygulanabilecek yeni yöntemler geliştirmesidir. Açık görüşlü, zeki, vizyon sahibi, geleceği hayal etme becerisine sahip yaratıcı yöneticiler sayesinde 10 yıl sonrası bugünkünden çok farklı bir dünya olabilir. Unutulmamalıdır ki bir kişinin işinde deneyimli ve uzman olması onu girişimci yapmaz. Hatta şirketinizin geleceğini şekillendirecek bir yetkinliğe sahip olmasını ise hiç sağlamaz. Aksine sektörde büyük fırsatları kaçırmanızı sağlayacak daha büyük bir problemin bir parçası haline gelirler. Bu konuda tarihe geçen vizyonsuz yönetici örneklerini hatırlayalım; Yahoo, Nokia, Kodak, Xerox...
Zaman, günlük idari işler ve analitik raporlarla uğraşan, fikirleri değer yaratmayan, büyümeyi tetiklemeyen yöneticilerin yerini geleceği iyi okuyabilen vizyoner beyinlerle değiştirme zamanıdır.