Eskiden emlak piyasasında başarılı olmanın en büyük anahtarını doğru muhitin danışmanı olmak oluşturuyordu. Günümüzde ise tüm başarılı iş modellerinin temelini oluşturan bambaşka bir özellik var: Veri Tabanı
Veri tabanınızın kalitesi ve bu verileri nasıl kullanabildiğiniz başarınızla çok yakından bağlantılı. Veri tabanınız sizin kişisel hazineniz.
Ortalama bir gayrimenkul danışmanı, ayda yaklaşık 500 kişiyle tanışıyor. Arkadaşlarınızın arkadaşları, sosyal medya bağlantılarınız, çocuğunuzun okulundaki veliler, manavınız, spor salonundan arkadaşlarınız… Biraz üzerine düşünürseniz, ne demek istediğimizi anlayacaksınız.
Peki, veri tabanınızda bu kadar çok insan var mı? Cevap ne yazık ki birçok danışman için kocaman bir “Hayır”. Ortalama bir danışman her ay veri tabanına en fazla “5” kişi ekliyor.
Günümüz piyasa modeli, bağlantı kurabileceğiniz birçok insanın etrafınızda olmasını gerektiriyor. Eğer yukarıda bahsettiğimiz soruya siz de “Hayır” cevabını verdiyseniz, veri tabanınıza önem göstermeye başlamanızın tam zamanı.
Tabi ki tanıştığınız her insanı veri tabanınıza eklemeniz gerektiğini söylemiyoruz. Sonuçta asıl önemli olan şey veri tabanınızın kalitesi. Ama yine de 5 kişiden daha fazlasını yapıyor olmalısınız.
Veri tabanınızı genişletmeden önce bazı kurallar koymanız gerekiyor:
1. Gerçekten Konuştuğunuz İnsanlar
Listenizdeki her insanla gerçekten konuşmuş, tercihen yüz yüze (ya da modern şekliyle sosyal medya üzerinden iletişim kurarak) tanışmış olmalısınız. İnsanların aklında kalabilmeniz için yüzünüzü görmeleri, sesinizi duymaları ve çevrimiçi bilgilerinizi sizinle bağdaştırabilmeleri gerekir. Nerede tanıştığınızın bir önemi yok, tanışmış olmanız yeterli.
2. İçeriklerinize Üye Olan İnsanlar
Bu kısım bir istisna ve veri tabanınıza ekleyeceğiniz yabancılar sadece bu gruba ait olabilir. Sosyal medya hesaplarınıza ya da bloglarınıza üye olarak (bknz: subscribe) paylaşımlarınızdan sürekli haberdar olmaya çalışan insanlar, sizden daha çok bilgi edinmek istiyorlardır. Bu insanları potansiyel müşteri olarak değerlendirebilirsiniz.
3. Sizinle Direkt İletişim Kuran İnsanlar
Eğer birisi size kartvizitini uzatıyorsa, bu “Seni tanımak istiyorum” demektir. Bu insanlarla iletişimi devam ettirin. Size verilen kartvizitleri çekmeceye kaldırmak yerine, bu insanlara tercihen el yazısı olarak “Tanıştığımıza memnun oldum. Sizinle ara ara gayrimenkul piyasası hakkında bilgi paylaşımı yapmamı ister misiniz?” yazılı bir not gönderin. İnsanlarla gerçek bir ilişki kurmak için iletişim becerilerinizi kullanmanız gerekiyor.
Veri tabanınız için başlangıç yeniliğini yaptıktan sonra artık bu verilerden yararlanmaya başlayabilirsiniz. Veri tabanınızdaki insanlarla iletişim kurmaktan çekinmeyin. Eğer sizi dinlemek istemiyorlarsa, bunu size söylerler. Verdiğiniz bilgileri şu an kullanmıyor olabilirler, ama bir gayrimenkul işleri olduğunda bu bilgileri kullanacaklar.
Güncellediğiniz veri tabanını güncellemeye düzenli olarak devam edecek ve işinizi geliştirmek için kullanacaksınız:
1. Veri Tabanını Güncellemek
Veri tabanınız sürekli büyüyor olmalı. Her hafta sayılara bir göz atmalısınız. Eğer haftalar arasında bir fark yoksa veri tabanını yeterince iyi güncellemiyor olabilirsiniz. Güncellenmemiş bir veri tabanı da potansiyel müşterileri kaçırıyor olmanız demek. Veri tabanınıza sık sık göz atmalı ve müşterilerin bilgilerinin güncelliğini de kontrol etmelisiniz.
2. Pazarlama Planı Yapmak
Veri tabanınızı güncelledikten sonra, bu verileri de içeren bir pazarlama planı yapabilirsiniz. Örneğin; geçmiş, gelecek ve şu anki müşterilerinize gönderilecek bilgi paylaşım mailleri hazırlayıp bu gönderimi veri tabanı üzerinden otomatikleştirmek oldukça iyi bir plan. Sizin için kontent sağlayıp bunu posta ile paylaşabilecek bir servise para ayırırsanız, hiç eliniz değmeden e-mailden çok daha etkili bir pazarlama aksiyonu da alabilirsiniz.
Müşterilerinizle paylaştığınız materyallere aksiyona çağıran cümleler koymanız çok önemli. “Sorularınız olursa iletişim kurmaktan çekinmeyin” tarzı bir cümle sürecin tamamen sizden bağımsız olmasının da önüne geçer.