"Değerli olan her şey ölçülemez, ölçülebilen her şey değerli değildir." Albert Einstein
Odaklanmanın Gücü: Geleceğinizi Değiştirecek O Güçlü “İki Kelime” Ne?

Geleceğinizi değiştirecek o güçlü “iki kelime” ne?

C:\Users\Datron\Desktop\odaklanmanin-gucu-kisisel-mesleki-ve-parasal-hedeflerinizi-on-ikiden-vurmak-icin20130827010750.jpg

Odaklanmanın Gücü

Gözlerinizi ekrandan ayırmayın, aklınızı tamamen bu yazıya odaklayın. Çünkü emlakbroker.com sizi bu hafta  “Odaklanmanın Gücü”'nü keşfetmeye çağırıyor.

Belki farkında değiliz ama aslında hayatımız odaklanma üzerine kurulmuştur. Daha doğar doğmaz anneye odaklanan bebek, annesinin ten teması ile hayata tutunur. Çocukların zekası odaklanarak gelişir. Üniversiteye giren genç, başarıya odaklandığı için istediği bölümü kazanmıştır.

Attan düşerek boynu kırılan ve bir daha asla eski haline dönemeyen, herkesin hayatına Süpermen olarak giren ABD’li aktör Christopher Reeve, bundan 15 yıl önce yaptığı bir konuşmada “En başta atlamaya odaklanmış olsaydım, bunlar başıma gelmeyebilirdi.” dedi ve bu söz bizim kafamıza kazındı.

Dünyaca ünlü alternatif tıp bilimci olan Deepak Chopra ise, geçmiş ya da gelecek değil, şuanın önemine inanarak yaşıyor. Chopra, “Şu anın içinde kalın, düşüncelerinizi ve odak noktalarınızı izleyip düzelttiğiniz zaman, hayatınızı ve işinizin yönünü değiştirebilirsiniz.” diyor.

Bu  felsefe, akıllara hemen konusu ve anlatımıyla hepimizin hafızasına kazınan “Ölü Ozanlar Derneği” filmini getiriyor. Profesör Keating, öğrencilerinden birine şiir kitabındaki ilk dörtlüğü okumasını söylüyor. Öğrenci de  “Henüz vaktin varken tomurcuklarını topla, ‘Carpe Diem’.  Zaman hala uçup gidiyor. Ve bugün gülümseyen bu çiçek, yarın ölüp yok olabilir” dizelerini okuyor. Profesör, daha sonra ‘Carpe Diem’in ne demek olduğunu şöyle anlatıyor;

Yaşadığın günü kavra!

Hepimiz solucan yemi olacağız, arkadaşlar.
Buna ister inanın, ister inanmayın,
her birimiz bir gün nefes almayı
kesecek ve öleceğiz. Şimdi öne doğru bir adım atın.
Ve geçmişten gelen bu yüzleri biraz inceleyin.
Onlara daha önce ciddi olarak bakmadınız.
Sizden pek farklı değiller. Aynı saç modeli.
Tıpkı sizler gibi hormonlara sahipler.
Sizler gibi yenilmez hissediyorlar!
Dünya onlar için bir istiridye.
Çok büyük şeyler başaracaklarına inanıyorlar.
Sizler gibi gözleri umutla dolu.
Peki yapabileceklerini yapmak için yaşamaya acaba çok geç mi başladılar?
Çünkü bu oğlanlar artık çiçeklere gübre oldu.
Ama eğer dikkatle dinlerseniz size fısıldadıklarını duyarsınız.
Yaklaşın. Dinleyin! Duyuyor musunuz?
Carpe? Carpe? Carpe Diem?
Anı yaşayın, çocuklar.
Hayatınızı olağandışı yapın! “Kısaca… “Carpe Diem”;"

 

Odaklanma Zaman Yönetimimize Yardımcı Olabilir mi?

Zaman Yönetimi ile ilgili olarak, aynı anda tek bir şey üzerinde durmaya ve tamamlamaya çalışın. Geçmiş veya gelecekte değil, anda kalın. Eğer başarmak istediğiniz büyük bir projeyse, yutmak için daha küçük parçalara ayırın. Bunu nasıl yapacağınızı öğrenmek için mükemmel bir kitap özeti olan Ye o kurbağayı makalemizi okuyun.

Arabayla her gün aynı yere gittiğinizi düşünün. Yol üzerinde hiçbir anınız olur mu? Olmaz, çünkü farklı bir noktaya odaklanmışızdır. Yeteneğinize en iyi şekilde yarışmak için, elinizin altındaki görevinize odaklanın.

Zamanınızın Çoğunda Nelere Odaklanıyorsunuz?

“Düşündüğün şey, başına gelir” diye bir anlayış vardır. Aklınızdan olumsuz bir şey geçiyorsa bunu yaşarsınız. Diyelim ki “müşteri bu evi alacak gibi durmuyor, kesin satamayacağız” dediğiniz de olumsuz bir noktaya odaklandığınız için, muhtemelen o evi satamazsınız. Ancak odaklanmanızı “Bütün evleri kolayca satacağım ve buna inanıyorum” diye çevirirseniz, başarıya adım adım ilerlersiniz.

Örneğin;

 - Sadece iyi fırsata sahip gayrimenkuller bulamıyorum!

 - Bulsam bile anlaşma yapacak müşterim yok!

 - Fırsatlarımı finanse edecek ne bir kredim ne de param var!

 - Kiracılar berbat!

 - Birlikte çalışabileceğim dürüst bir müteahhit/çözüm ortağı bulamıyorum!

 - Bu evi satamam!

 - Teknoloji benim için geçerli değil!”

Bu cümleler size tanıdık geldi mi? Bir dahaki sefere kafanızda bu düşünceleri duyarsanız, sizi bunları denemeye ve sonuçlarını görmeye davet ediyoruz;

- Her yerde iyi fırsata sahip gayrimenkuller var. Onları nasıl bulacağımı biliyorum!

- Biliyorum, bu anlaşma üzerinden iyi para kazanacağım!

- Büyük kiracılar bulmak için biraz zamana yatırım yapacağım.

- Müşterilerimle ilişkilerimi güven üzerine kuracağım.

- Listemdeki evleri her zaman doğru fiyatı ve alıcıyı bulduğumda satacağım ve alıcıları çekmek için daha farklı yollar bulacağım!

- Teknoloji, her zaman kazandırır.”

Şimdi bir düşünün, hangi soru grubu sizi başarıya taşır?

Kanıt

Bir insanla saatlerce sohbet edebilirsiniz. Size daha sonra o insanın göz rengi sorulsa bilemessiniz. Ancak dikkatli bir şekilde bakınca anlarsınız.

Haftanın bir gününü kendinize zaman ayırarak geçirin ve kendinize bütün gün çok vicdanlı davranın. Olumlu ve olumsuz düşüncelerinizi not edin. Her gün aklınızı ele geçiren ve sizi geri vitese geçiren olumsuz düşüncelerin farkına varınca çok şaşıracaksınız.

Bu olumsuz düşünceleri geçersiz kılmak için kendinizi motive edin, her zaman bardağın dolu tarafını görmeye çalışın. Farklı düşünce ve çözümlere odaklanmaya karar verin. Yeni fikirler bularak negatif düşüncelere  meydan okuyun ve böylece hayatınızın ve işinizin önümüzdeki 6 ay içinde ne kadar farklı olacağını göreceksiniz.

"Tüm düşüncelerinizi elinizdeki işe yoğunlaştırın. Güneş ışınları odaklanmadan yakmaz."
Alexander Graham Bell

“Odaklanmanın Gücü” Ne Anlatıyor?

Jack CanfieldMark Victor Hansen ve Les Hewitt’in kaleme aldığı kitapta iş dünyasında ve hayatta daha fazla odaklanmış, motive edilmiş ve başarılı olmak isteyenler için birçok ders bulunuyor.

İşte kitapta yer alan 8 önemli nokta;

  1. Her hafta haftanın bir gününü düşünme ve plan yapma günü ilan edin. O gün hiç bir iş yapmayın. İş telefonu yok, e-posta yok.

  2. Ailenizle vakit geçirin. Her hafta en az bir gün tam bir aile günü olmalıdır. Bunu yapamıyorsanız sevdiğiniz insanlarla sabahları veya akşamları bir araya gelin.

  3. Uyumadan önce ertesi gün gerçekleştirmek istediğiniz şeyin bir taslağını oluşturun. Pazartesi’den Cuma’ya kadar yapacaklarınızı yazın.

  4. Gününüzü daha iyi hale getiren bir şey bulun. Her birimizin yapmaktan keyif aldığı şeyler var. Her gün hoşlandığınız bir şey yapın. Kendinize sağlık anlamında iyi bakın.

  5. Uyuyun. Özellikle sabahları 5:30-6:30 saatleri arasında uyanıyorsanız gün içinde 25 dakika şekerleme yapın. Bu sizi yeniden şarj edecek ve sizi daha fazla odaklanmış hale getirecektir.

  6. Daha fazla soru sorun. Reddedilmekten korkmayın. İstediğiniz her durumda, insanlara her zaman soru sormanız gerekir. Soru sorma işini en iyi çocuklar yapıyor ve bu gerçekten işe yarıyor.

  7. Tutarlı ve ısrarlı olun. Birkaç denemeden sonra sakın vazgeçmeyin.

  8. Sözlerinizi tutun. Çoğu insan, söylediklerini yapmıyor. E-postalarda veya müşterilerle yapılan görüşmelerde işleri "söz verdiğiniz gibi" yaptığınızı bildirin. Bu, taahhüdünüzü ve size olan güveni güçlendirecektir.

DİĞER HABER
14 Ağustos 2017