Artık gayrimenkul robotlarının yükselişine hazır olun. Büyük veri ve yapay zekâ, pahalı konut gayrimenkullerin satışı için kullanılmaya başlandı. Günümüzde teknolojik gelişmelerin işimizi elimizden alacağı düşüncesi gittikçe hakim olurken bu gelişme ise konunun tuzu biberi olacak.
Amerika’nın Kaliforniya eyaletinin Los Angeles kentinde hizmet veren Rex Real Estate Exchange, diğer emlak şirketlerinden çok daha farklı bir yol izleyerek emlak sektöründe yıkıcı bir yenilik geliştirmenin peşinde. Son zamanlarda emlak robotları kullanmaya başlanılan şirkette, Alexa benzeri bir masaüstü kutu sayesinde evin tavanının en son ne zaman onarıldığından eve en yakın Starbucks’ın nerede olduğuna kadar müşterilerin tüm soruları cevaplandırılabiliyor.
Rex adını taşıyan bu cihaz ile şu an için emlak alım-satım aşamasındaki her görevin yapılabilmesi mümkün olmasa da büyük bir yardımcı olduğu kesin. Bu sistemin en büyük farkı, Amerika’da her emlakçının evleri alıcı adaylarına ulaştırmak için kullandığı çoklu listeleme sistemi olan MLS’yi kullanmıyor olması. MLS sistemini kullanmadığı için diğer emlak firmaları müşterilerden yüzde 6 komisyon alırken Rex ise sadece yüzde 2 komisyon alıyor. Bu da onu müşterilerin gözünde farklı bir yere koyuyor.
Şirket, 1 Ağustos’ta Kaliforniya’da uygulamaya başladığı bu sistemi, aldığı olumlu sonuçlar sonrasında New York’ta da uygulamaya hazırlanıyor. Peki, Rex Real Estate Exchange MLS sistemini kullanmadan müşterilerin evlerini nasıl pazarlayabiliyor ve alıcı adaylarına nasıl ulaşıyor? Şirket, bunun için tamamen ve sadece dijital sistemleri kullanıyor. IBM’in Watson’ı, Amazon’un Alexa’sı ve Google’ın yapay zekâsını birlikte kullanarak ve evlerin web ortamındaki önemli sitelerde reklam vererek alıcılara ulaşılıyor. Rex’in dijital pazarlama müdürü Ari Stemberg bu konuda şu açıklamayı yapıyor:
Potansiyel müşterilerin arama hikâyelerinden online olarak büyük veriye ulaşmak, onların dikkatini çekecek şekilde reklam verebilmemizi ve hedefimize ulaşmamızı sağlıyor.
Rex, sizin IP adresinize sahip olduğu durumda, sizin ne tür bir eve sahip olduğunuzu, web ortamında satın alma amacıyla ne tür aramalar yaptığınıza ulaşabiliyor. Bir müşteri online ortamda bir evi görüp onu görmek isteyebilir. Eğer o ev satılmış bile olsa müşterinin IP adresine erişilmiş olduğu için daha sonraki uygun ev gösterimlerine davet edilme olasılığı yüksektir.
Böylesine bir yapay zekâ ve büyük veri teknolojisi ile birlikte çalışan Rex Real Estate Exchange, geleneksel emlak yöntemlerini kullanmaya gerek duymuyor. Ancak bir tanesi hariç. Her ne kadar teknolojik araçlar işin önemli boyutunu oluştursa da ev gösterimlerinin yapılması için geleneksel pazarlama yöntemlerinden biri olan Open House etkinlikleri kullanılıyor.
Amerika’da 2016 yılındaki satışların yüzde 8’inin sahibinden satılık sitelerinden yapıldığı ve yüzde 89’unun ise bir emlak broker aracılığı ile yapıldığı biliniyor. Rex, bu istatistiklerdeki yüzde 8’lik oranı arttırmanın peşinde olduğunu açıkça ifade ediyor. Şirket yetkilisi Ryan, çoğu ev sahibinin emlak brokerlara yüzde 6 komisyon verme konusunda asla mutlu olmadığını ve Rex’in farklı hizmetinden faydalanarak ortalama 25 bin dolarlık bir tasarruf yapabildiğini belirtiyor.
Bildiğiniz gibi aracıları aradan çıkararak müşterilere direkt ulaşan dijital platformlar son 5 yıl içerisinde gittikçe arttı. Müşteriler ise bu platformlar sayesinde daha düşük komisyon ödeyeceği için tercih sebebi olarak görüyor. Örneğin Redfin bir ev listelemek için yüzde 1,5 talep ediyor ve toplam olarak yüzde 4,5 komisyon alıyor. ForSaleByOwner, 30 günlük ücretsizden başlayan paketlere sahip ve her 38 dakikada bir ev sattığını iddia ediyor. Zillow ise Anında Teklif uygulaması ile alıcı adaylarının mal sahiplerinin evlerine anında teklif sunabilmelerini sağlıyor.
Şimdi düşünün… Müşteriler neden bu platformlara yüzde 2 komisyon vererek evlerini aynı şartlarda satabilecekken emlak komisyoncularına yüzde 6 komisyon verip daha fazla harcama yapsın? Tüketici zihni bu şekilde düşünüyor.