Satılık bebek ayakkabıları, hiç giyilmemiş.
Aslında konu başlığımız yukarıdaki gibi olacaktı. Biz emlak dünyasına uygun bir başlıkla yazımıza giriş yapmayı daha uygun bulduk.
Söylenene göre, bu söz bir iddiaya cevap olarak Ernest Hemingway tarafından dile getirilmiş. Arkadaşları ile bir araya geldiği öğlen yemeğinde yalnızca altı sözcük uzunluğunda bir kısa hikâye yazabileceğini iddia etti. Ve iddiayı kazandı. O günden beridir edebiyat derslerinin yaratıcı yazarlık konusu olmuştur.
Sözü bu kadar güçlü yapan da edebiyat yazımının beş önemli maddesi:
Kurgu: Beklenen gebelik
Karmaşa: Beklenen ölüm
Tanımlama: İnanılan matem
Yanıt: Büyük ihtimalle olanları bilme durumu
Çözüm: Hayata devam etme kararı
Bir cümlede çok fazla anlam, ve bir o kadar da saklanmış durumlar bulunuyor.
Sözü okumanız bir iki saniyenizi alıyor, fakat hala günümüzde biz bu durumu konuşabiliyoruz. Etkili pazarlamanın ruhu da işte tam böyledir.
Pek çok kişiye göre Bebek Ayakkabıları, kısaca anlatılmış bir trajedidir: Ölüm, yaşam, yas tutan anne ve baba... Duruma başka bir gözle baktığımızda, bu ayakkabılar aileye bebek için yapılan bir karşılama davetinde hediye gelmiş, bebek büyüdükçe diğer ayakkabıları giymekten bu ayakkabıyı giymeye fırsatı olamamış, dolayısıyla da bu ekstra ayakkabının satılmasına karar verilmiş olabilir.
Bu pazarlama değilse, nedir? Pazarlama sadece bildirme, iletişim kurma, fazlaca bilgi yükleme değildir. Sıklıkla karşılaştığımız pazarlama tekniklerinde, eldeki bilgiler, özellikler, var olan faydalar anlatılabilsin diye, pazarlamacı ilgiyi, duyguları ve şaşırtma elementlerini fazlasıyla kontrol altında tutar. Bu durum okuyucunun, pazarlanan şeye kendi yorumunu katmasına engel olur.
Pazarlamada farklılaşmak ayrı bir değer yaratır: web sitesi, marka hikayeleri, değer önerileri, başlıklar, broşürler, listeleme sunumları, gayrimenkul detay sayfaları, reklamlar, ve tüm pazarlama teknikleri.
Farklılaşmak, işin içine biraz edebiyat katarak, okuyucuya bilgilendirme yapmadan önce, ilham alma, yorum yapabilme izni vererek onlar üzerinde etki yaratmak anlamını taşır.
Minimal bir yaklaşım ya da “ne kadar az o kadar iyi” tarzı bir inanç, yaptığımız uygulamayı tam olarak niteleyen bir tanımlama olamaz. Yaptığımız iş daha çok, okuyucunun gözünde pazarlamacının anlatmak istediklerinin canlandırabileceği bir kompozisyon ve anlatı oluşturabilmek olmalıdır. İster bir slogan yoluyla olsun, ister bir web sitesi ya da daha anlaşılır bir broşürle olsun fark etmez.
Hemingway, bu sözünü daha sonra “Beyaz Filden Tepeler” kitabında, Buz Dağı Teorisi olarak açıklamaktadır. Teorinin amacı, okuyucuyu son cümlede düşünmeye sevk etmek. Tüm bunun sırrı da, içeriği kısaltmak değil, söylemememiz gerekenleri ne olduğunu ve bunları nasıl bir yol izleyerek söylemeden okuyucuya aktarmamız gerektiğini bilmektir.
Rivayete göre, Hemingway’in bu sözü, “Bir şehrin kısa hikayesi” adlı bir bölümde yazılmış bir gazete ilanından çaldığı söylenmektedir.
Bu mükemmel sözün, bir ilandan ortaya çıkması ne kadar güzel değil mi?
Burada önemli olan bu kısacık bir kelime topluluğunun bu kadar büyük bir etkiyi yaratması. Emlak profesyonelleri olarak bu ilandan faydalı anlamlar çıkarmalıyız. İlgi çekici ve etki gücü yüksek, kısa ve öz yazılan ilan başlıkları direk olarak arayışta olan potansiyel müşteri adayının ilgisini çekecektir. Bu ilginin anlamı sizin beklediğiniz telefonun çalması olacaktır.
Emlak sektörü pazarlama bakımından oldukça zengin seçeneklere sahip yoğun bir sektör. Emlak profesyonelleri portföylerini tanıtmak ve satmakla yükümlüler, aynı şekilde kendilerini ve markalarını diğer rakiplerinden sıyrılacak şekilde farklı göstermekle de yükümlüler.
Yayıncılık, emlak uzmanları için oldukça önemli bir konu. Blog yazanlar, sosyal medya hesabı bulunanlar aslında bir nevi yayıncıdırlar. Yaratıcı içerik konusu emlak profesyonelleri için önemli bir pazarlama aracıdır. Emlakçılar hedef kitlesinin ilgisini çekmek amacıyla, yaratıcı içerik ve sosyal odaklı mesajlar ileterek pazarlamaya yardımcı olurlar.
Herkesin derdi bir şeyler söylemek, fakat çok azı yeterli etkiyi yaratabilecek bir durum yaratabiliyor. Emlak sektörü gerçeğe fazlasıyla önem verirken, içeriğin düzenlenmesi, kompozisyonu ve önemsiz içeriğin azaltılması konularına ise çok az önem veriyor.
2016 yılının ortalarına geliyorken, siz de bebek adımları atın, düz bir pazarlama yönteminin ötesine gidin. Bilgi bombardımanının yaşandığı günümüzde, insanlara hikayenizi anlatmak, onların ilgilerini çekmek ve daha fazlasını istemelerini sağlamak için çok az bir vaktiniz bulunuyor.