“Daha iyi” ne demektir? Daha iyi olmak kolay değildir ve sadece söylemekle daha iyi olunmaz. Peki, daha iyi olan nedir?
Dünya standartlarında yarışan sporcular için “daha iyinin” tanımı, daha hızlı olmak, daha yüksek atlamak veya daha güçlü olmaktır. Olimpik etkinlikler, dikkatli bir şekilde tanımlanır ve rakipler saniyenin onda biri, hatta binde biri ile ölçülürler.
Hizmet sektörü de olimpiyatlar gibi dünya standartlarında bir alan haline geldi. Küresel ekonominin üçte ikisi, üretim tesisi olmaktan hizmet alanına kaydı. Bu durum, hizmet sektörünü ciddi bir alan haline getiriyor.
En üst kademelerde yarışan sporcular çok ciddi bir eğitimden geçerler. Performanslarını arttırmak için kendilerini titizlikle izlerler, mükemmel bir disiplin uygularlar, teknolojiyi kullanırlar ve uzman kişiler ile birlikte çalışırlar. Dünya standartlarındaki sporcular, performans geri bildiriminin değerinin ve ortak performans ölçümü standartlarının öneminin farkındadırlar. Peki, emlak alanının da içinde yer aldığı hizmet sektöründe buradan çıkarılacak bir ders var mı?
Kesinlikle var! İş dünyasında tüketiciler olimpiyat komitesidir. Tüketiciler, olayları tanımlar ve sonuçları değerlendirip yargılar. Özellikle imalat ve teknoloji olmak üzere çoğu sektörde daha hızlı, daha güçlü gibi bunlara benzer ölçütler büyük önem kazandı ve küresel çapta ortak standartlar ortaya çıktı.
Hizmet sektöründe ve özellikle emlak hizmetlerinde, hizmet sağlayıcının olayları tanımlaması, neye ihtiyaç duyacağına karar vermesi ve kendi ölçüm standartlarını geliştirmesi daha yaygındır. Ancak hizmet sağlayıcıları bugünün ekonomisinde kuralları kendileri belirleyemezler. Kuralları belirleyenler tüketicilerdir! İşte bu nedenle günümüz iş dünyasındaki birinci sınıf rakipler, tamamen tüketici tanımlı etkinliklere odaklanmış durumdadır ve performans sonuçlarını ortak standartlar ve genel metrikler ile ölçme konusunda isteklidir.
Olimpiyat dünyasında veya iş dünyasında yoğun rekabet seviyesi arttıkça ekip çalışması, uzmanlık, teknoloji, performans geri bildirimi ve iyileştirme gibi bazı değişiklikler ortaya çıkıyor.
Peki, emlak hizmetinde daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü ve gerçekten daha mükemmel olan şey nedir? Emlak hizmetlerinde ölçme standartları her zaman üretim temelinde olmuştur. Genel algı şudur: “Daha çok üretirsen daha iyiye ulaşırsın.”. Peki, bu geleneksel standartlar ve üretim performansı metrikleri bugün için de uygun mudur? Kalitatif standartlar ve ölçümler olmadan belirlenen üretim standartları ve ölçüleri, tüketici merkezli bir iş alanını yansıtıyor mu? Ancak elbette emlak dünyası daha farklıdır.
Emlak hizmetleri, her hafta geçtiğinde diğer işlere daha çok benziyor. Komisyoncular ve uygulayıcılar bilgileri tamamen kontrol edip kuralları belirlediler ve oyunu kontrol ettiler. Ancak bu durum, artık son buluyor. Çünkü tüketici durumu ele alıyor. Çünkü bilgi çağında, bilginin kontrolü yeniden tanımlanmaya başladı. Artık kontrol, daha iyi, daha değerli ve daha tatmin edici bir hizmet deneyimi sunarak tüketicilerin değişen ihtiyaç ve çıkarlarına yanıt vermek anlamına geliyor. Artık kontrol, müşterileri cezbetmek ve üstün bir hizmet deneyimi sunarak onları korumak anlamına geliyor. Profesyonel iş dünyasında bu, tutarlılık, güvenilirlik, hesap verebilirlik ve sorumluluk alabilirlik anlamına geliyor.
Emlak satış profesyonelleri hırslı sporcular gibidir. Kazanmak ve kazanmanın getireceği hazzı tatmak için oynarlar. Fakat kuralların değişmesi gerekiyor. Eğer kazanan kişi, gerçekten daha iyi hizmet verdiği için kazanmıyorsa aslında kaybediyor demektir. Daha iyi hizmet etmek ise tüketiciye daha fazla değer katmak ve daha fazla müşteri memnuniyeti elde etmek anlamına gelir.
Tüketici odaklı ve daha fazla değerin sunulduğu bir emlak hizmeti vermek, artık tüm emlak profesyonellerinin temel amacı olmalıdır. Hem emlak ekipleri hem de bireysel emlakçılar, bu bakış açısını benimseyerek işlerini yaptıklarında karşılıklı kazan-kazan durumunun ortaya çıktığını keşfedecekler. Eğer üretim standartları kalite standartlarıyla dengelenirse herkesin menfaatleri denkleşir ve herkes yararlanır.