Teknolojinin dokunduğu her noktada hayata sunduğu büyük yenilikler ve değişimler, eskisinden çok daha hızlı ve portatif araçlar görürken maalesef eskinin emektar ve vefalı araçlarının ya da alışkanlıklarının artık bir köşeye atıldığını unutuyoruz. Birbirinden çok farklı sektörlerde dahi teknolojinin birilerini yükseltirken pek çoklarını aşağıya çektiğini, birilerini zengin ederken önemli miktarda insanı iflas ettirdiğini gördük.
Dünyanın en büyük video kaset kiralama ve satış şirketi global bir marka olan Blockbuster; internet merkezli yayın yapan Netflix’in ortaya çıkması ile büyük bir bozguna uğrayarak teknolojik gelişmelere mağlup oldu. Tüm dünya metropollerinde devlet korumalı imtiyazlar ile çalışan taksi işletmeleri bir cep telefonu uygulaması olan Uber’in sunduğu hizmetin karşısında protesto faaliyetlerinden ya da şiddet kullanmaktan başka çare bulamıyor, tüm bel altından vurmalara ve “destansı direniş”lere rağmen her geçen gün daha fazla müşterilerini Uber’in teknolojik çözümleri karşısında kaybetmek durumunda kalıyorlar. Airbnb ise otel işletmelerini vuran bir kiralama portföyü ve pek çok otel işletmesi daha fazla turist gelmesine rağmen doluluk oranlarında eski günleri neden yakalayamadıklarını sorduklarında cevabının bir teknoojik yenilik olduğunu gördüler.
Bunlar spesifik örnekler değil ve dikkatli baktığınızda otomobil üreticilerinin at nalı üretenleri nasıl vurduğunu ve o günden bu yana teknolojik yeniliklerin kimleri bitirdiğini düşündüğünüzde tarihin çöplüğünde yeniliklere ayak uyduramayan batık işletmelerin sayısının bir hayli yüksek olduğunu göreceksinizdir.
Gayrimenkul danışmanları taksicilerin kaderini paylaşabilir mi? Blockbuster’ın şaşaalı mağazaları ya da at nalı işletmecilerinin meşguliyeti nasıl tarihe karıştıysa gayrimenkul ofisleri de bizim çocuklarımıza bir zamanlar gayrimenkul danışmanlığı diye bir meslek vardı diye parmakla gösterip anlatacağımız hikayelere mi konu olacak?
SRE Matrix isimli bir şirket emlak dünyasının yeni Uber’i olma iddiasında. Havai merkezli bir şirket olan ve milyarder Takeshi Sekiguchi tarafından kurulan şirket, ülke genelinde faaliyet gösterme çabasında olup internet üzerinden kayıtlı biçimde süreci yöneten müşterilerine gayrimenkul danışmanlığında memnuniyet garantisi ve muhtemel aksilik durumunda 100% komisyon iade garantisi veriyor.
Seattle merkezli Faire şirketi ise internet üzerinden tüm sürecin idare edilmesini, tamamiyle danışmanların aradan çıkartılmasını, konutunu satmak isteyenlerin sisteme ücretsiz kayıt olarak bilgilerini paylaşmasını sağlayan bir müzayede sistemi. Bu müzayede için şirket, konut satıcısının bilgilerini doğru biçimde edinerek internette yayınlıyor ve alıcıların teminat bedeli yatırma karşılığında ev için kıran kırana bir pazarlığa tutuşmasını temin edebiliyor. Bu sayede evin uzun süre satılmaması problemi ortadan kalktığı gibi süreç son derece hızlı, kolay ve güvenli hale gelebiliyor. Ev sahibi muhtemel bir problem karşısında satışın iptalini isteyebiliyor ve internet havuzunda tutulan para, teklif sahibine iade edilebiliyor. İki tarafı da koruyan bir hakem sistemi, para alışverişinde ya da farklı hukuki noktalarda yaşanması muhtemel sorunları daha en başında çözerek güven vaad ediyor.
Ancak bu yenilikçi ve cesur girişimlerin hala emekleme safhasında olduğunu görmek gerekmektedir. Onların güçlü
eforları ve teknolojinin iş modellerimizi değiştirme konusundaki ısrarlı girişimlerine rağmen dönüşüm hızlı ve kolay olmayacak, geleneksel metotlar görünen o ki bir süre daha devam edecektir. Örneğin SRE Matrix’in komisyon iade garantisi her türlü suistimale açık bir konu olup pek çok kez şirketin doğru ve haklı işlemlerinde kusur bulunabilir. Faire şirketi ise evlerin piyasa fiyatına satılması ve müzayede usulü gibi yenilikçi fakat satıcı ve alıcıların büyük kısmı için hala korkutucu olan bu girişim ile çok büyük bir kitleye hitap edemeyecektir.
Anlaşılması gereken iki esas unsur önümüze serilmektedir. İlki şu ki insanların hayatlarındaki en önemli alımlarında insan faktörünü devre dışı bırakarak algoritma ve matematiksel hesaplarla karşınızdakini ikna edecek motivasyonu her defasında yaratamazsınız. Tecrübeli ve profesyonel bir danışmanın sunacağı güven ya da vereceği tavsiye, tetikleyeceği bir alım motivasyonu taklit edilemeyecek kadar özgün ve derindir.
İkincisi ise bu denli büyük bir alımda insanlar danışmanlarına verdikleri parayı kaybettikleri bir para olarak değil kazandırdıkları karşılığında bir hizmet bedeli olarak görmek zorundadırlar. Bu kadar az değişkenin bu kadar çok fiyat hareketi yarattığı başka bir sektör yok iken ve bu insanların hayatlarında en fazla bir yada iki kez ev alacakları düşünüldüğünde hata yapmamak ve para kaybetmemek için danışmanlara ihtiyaç duyacakları ortadadır. Daha düşük komisyon bedeli belirleyerek ya da hizmeti standardize ederek ucuzlaştırmak cazibeyi arttırmayacağı gibi sonuç da vermeyecektir. Önemli olan hizmet kalitesini arttırarak alınan ücretin karşılığını vermeyi sağlamak olmalıdır.
Karşımızda hiçbir zaman olmadığı kadar bilinçli ve kolay bilgiye erişebilen bir alıcı kitlesi var. Onlara daima yüksek ahlaki standartlar ve dürüstlük ilkeleri ile yaklaşarak bilgilerimizi paylaşmayı teklif etmeli, ev gösteren bir refakatçiden öte olduğunu anlamasını sağlamalıyız.
Teknolojinin yarattığı tehdit danışmanlık mesleği için çok da erken bir ölümü işaret etmese de, farklı sektörlerdeki kötü tecrübeleri daima akılda tutarak teknolojik değişimlere ayak uydurmalı, her yeni gelişmeye “bunu kullanarak müşterilerime sunduğum hizmetin kalitesini nasıl daha fazla arttırabilirim?” sorusuyla yaklaşmalı, bilgi birikimimizi güçlendirerek veri odaklı teknolojilerden istifade edebilmeliyiz.
Giderek değişen ve güçleşen müşteri taleplerine cevap verebilmenin, onların bir kaç tıklama ile elde edebildiği bilgilerden fazlasını sunabilmenin yolu geçmişteki meslektaşlarımızın klasik metotları ile yetinmeyi terk ederek cesur davranabilmek, üşengeçliğimizi kırarak kendimizi geliştirmek mecburiyetindeyiz. Şayet biz bunu yapmaz isek, belki bugün değil ama bir gün gayrimenkul danışmanlığı at nalı ustalığı ile aynı kaderi paylaşacaktır.