Blue Ribbon Sports ismi ile 1960’lı yıllarda kurulan bir marka, firma çalışanının rüyasında Yunan mitolojisinin tanrıçası olan Nike’ı görmesinin ardından Nike ismini kazandı. Spor giyim üzerine ürünler satan bu marka, daha sonra Air Jordan, Nike Golf ve Converse gibi yan markalar üreterek ünlenme çabasına girdi. Uzak Doğu Asya’daki üretim evlerinde imal edilen Nike markasına ait ürünlerin etiketinde yer alan meşhur logo ise bir üniversite öğrencisine 35 dolara çizdirildi.
Sadece Sat!
İşte bu marka, şu anda dünya çapında tüm sektörler arasında en değerli 100 marka içerisinde yer alıyor. Nike’ı herkes biliyor, tanıyor, saygı duyuyor ve sloganı (Just Do It!) zihinlerden çıkmıyor. Her yıl milyonlarca insan özellikle bu markadan alışveriş yapmayı tercih ediyor. Onun en başarılı markalar arasında olmasını sağlayan şey nedir?
Yaşarken efsane olmayı başaran zekâlardan birisi Steve Jobs, Nike’ın reklam stratejileri üzerinde durarak onun başarısını bu konuya bağlamıştı. Çünkü Nike, reklamlarında ürün özelliklerini tanıtmak yerine gurur duyulacak sporcuları oynatıyordu. Diğer yandan Nike’ın ürünlerine manevi bir anlam kattığı ve akılcı bir değerlendirmenin çok üstünde bağlantılar kurduğu herkes tarafından fark ediliyor.
Sonuç olarak Nike markası, istek uyandıran bir marka deneyimi ve her tüketicinin duygularına dokunan bir his oluşturmayı başarmıştır. Dünyadaki en baskın markalardan biri olan Nike’ın elbette ki büyük bir perakende mağazası var. Peki, Nike bir konut emlak firması açmaya karar verseydi acaba nasıl olurdu? Onun pazarlama stratejisi, marka stratejisi, müşteri ilişkileri, iş ilişkileri ve tasarım çalışmaları acaba emlak sektörüne entegre edilseydi nasıl bir şey ortaya çıkardı?
İşte düşündük, hayal ettik ve ortaya şu manzara çıktı:
Spor ve eğitim, bezelye ile havuç gibidir. Bize göre Nike Emlak, en başarılı emlak profesyonellerini bünyesinde barındırabilmek için yoğun ve özelleştirilmiş bir eğitim sunardı. Tıpkı spor giyim alanında dünyanın en iyi atletleri ve antrenörlerinden ilham alınacak mesajları kullandığı gibi, emlak alanında da dünyanın en başarılı emlak profesyonellerinden ilham alınacak mesajları kullanırdı. Aynı zamanda yetiştireceği emlak profesyonellerinin her anlamda sağlıklı olmalarına dikkat ederdi ve bunun için gerekli eğitimi de sağlardı. İş, yaşam, aile, inanç ve hizmet konularında vereceği eğitimin yanı sıra fitness ve sağlıklı yaşam eğitimleri de verirdi. Sonuç olarak sağlam kafa sağlam vücuttadır.
Nike Emlak, trendleri takip etmez, onları kendisi yaratırdı. Çünkü Nike, ayakkabınızın renginden evinizin rengine kadar neyin daha iyi göründüğüne karar verici bir güce sahiptir. Ve en önemlisi de tüketiciyi bilir ve tanırlar. Bir emlak temsilcisi olarak en sofistike ve hiper odaklı pazarlama araçlarına erişmenizi sağlardı.
Eğer Nike Emlak var olsaydı ve emlak danışmanı olarak orada çalışıyor olsaydınız, performansınız periyodik olarak kayda alınırdı. Dolayısıyla hakkınızda yapılan online görüşlerle uğraşmak zorunda kalmaz veya kendi istatistiklerinizi takip etmeniz gerekmezdi. Nike Emlak bunları sizin için hazırlar ve müşterilere sizin adınıza sunardı.
Nike Emlak’ta çok sayıda yeni mezun emlakçı olurdu. Ne de olsa yüksek seviyede bir eğitim ağları mevcut. Kendi personelini kendi yetiştiren bir firma olurdu. Çünkü genç beyinler daha karizmatik, kendine daha fazla güveniyor ve rekabeti seviyorlar. Daha da önemlisi onlar takım oyuncuları. Her gün takım oyuncularının tatlı rekabeti içerisinde üretim yaptığınızı düşünüyor musunuz? Ne kadar enerjik ve üretime dayalı bir ortam, değil mi?
Nike, diğer alanlardaki Apple, Cole Haan ve Tiffany gibi markalar ile işbirliği gücünün farkında olurdu. Örneğin Nike, Tiffany mavisinde bir spor ayakkabı tasarlayarak bu işbirliğinin en güzel örneklerinden biri olmuştu. Emlak sektörü de diğer firmalar ile rekabet etmeniz için ve aynı zamanda işbirliği yapmanız için eşsiz bir alandır. Nike Emlak, bu anlamda gayrimenkul sektöründe mükemmel bir işbirliği ağı kurardı.
Gördüğünüz gibi marka oluşturmak hangi sektörde olursa olsun ortak noktalara sahip. Belki de tüm bunları emlak firmanız için uygulamaya başlamış olabilirsiniz. Hayır mı? O zaman ne duruyorsunuz?