Yenilik, sözlük anlamına göre yeni bir şeyler getirme eylemidir. Ancak sanki bu biraz zayıf kalıyor gibi. Örneğin birisi piyasaya yeni şekle sahip bir şekerleme sunabilir, ama bu küçük bir değişiklik getirir. O zaman kelimeyi yeniden tanımlayalım.
Yeniliğin iki seviyesi vardır. Bunlardan birincisi, artan yeniliktir. Yani yeni olan ama ölümcül olmayandır. Belli bir pazarda artan yenilik meydana geldiğinde her şey ana karakterler etrafında döner. Birisi yeniliği çizmiştir, küçük bir yayılma olur ve sarsıntılı etkileri olmaz.
İkinci yenilik seviyesi ise radikal yeniliktir. Baskın bir oyuncu, yeniliği ortaya atar ve ardından çok sayıda taklitçi onu takip eder. Apple’ın BlackBerry’nin kökünü nasıl kazıdığını hatırlayın. Donut dükkanları kapılarını kapatırken Sturbucks’ın nasıl ortaya çıktığını ve ardından butik kafelerin hepsini nasıl kırıp geçirdiğini düşünün. Milyonlarca masaüstü bilgisayar üretilirken IBM ve Wang ana bilgisayarlarının nasıl kaybolduğunu anımsayın. Radikal bir şey pazara girdi, eski devler yok edildi ve yerini birçok taklitçi doldurdu.
Buna “yenilik bombası” adını verebiliriz. Bir pazarı korumasız bırakan güçler, yeni bakış açısına sahip bir kişiyi yukarıya çıkarır ve yenilik bombası patlar. Bom! Eski devler, savunmacı bir yaklaşımda oldukları için gelen tehlikeyi görmezler.
Apple, hem teknolojide hem de reklamcılıkta getirdiği yenilikler ile bilinir. iPod Sony Walkman’i öldürdü, iPhone BlackBerry’i öldürdü, iPad ise masaüstü ve dizüstü bilgisayarları öldürmeye devam ediyor. Peki, gayrimenkulde gerçekten radikal yenilikçi bir gelişmeyi en son ne zaman gördük? Teknoloji işinde sürekli yenilik yapmaktan ve pazara yeni ürün getirmekten vazgeçerseniz işiniz bitmiş demektir. Ve gayrimenkulün teknoloji tabanlı bir endüstri haline geldiğini lütfen unutmayın!
Eğer bir yenilik sizin ölümünüze sebep olursa, her zaman ölü kalırsınız. Akıllı telefon sektörünü tamamıyla elinde tutan BlackBerry, bir yenilik bombası ile bir anda öldü. Bir pazar lideri vardı; yerine radikal bir yenilik geldi; bir ceset ortaya çıktı ve çok sayıda taklitçiler beraberinde geldi.
Bazen radikal yenilikçi, pastanın küçük bir parçasını bile feda etmek zorundadır. Apple kablosuz dünyaya hâkim olmadan önce ne yapmak zorunda kaldı? Apple, mobil teknolojide getirdiği radikal yenilik ile masaüstü bilgisayarların feda edileceğini bilmiyor muydu? Şirket aslında gerçekten masaüstü bilgisayarları öldürmek istemiyordu, ama pazarın yeni yöntemleri benimseyeceğini de biliyordu. Apple, büyük bir risk aldı ve yeniden başlamak için temel ürününden uzaklaştı.
BCG matrisi, oldukça eskidir ama konuyu anlamak için oldukça kolaylık sağlar. 1970 yılında Boston Consulting Group tarafından geliştirilmiş olan bu matris, holdingler, şirketler ve işletmeler için etkili bir stratejik karar modelidir. Apple, pazarın nereye gittiğine karar vermek ve sonra da radikal yenilik yapma şansını kullanmak zorundaydı.
BCG matrisindeki dikey eksen, mevcut bir ürünün veya sizin düşünmekte olduğunuz pazar segmentinin pazardaki büyüme hızını belirtir. Yatay eksen ise o pazardaki mevcut payınızdır. Belki de Apple yönetimi, masaüstü bilgisayarları yüksek pazar payı olarak gördü, ancak büyüme oranını yavaş buluyorlardı. Bu nedenle masaüstü bilgisayarları “nakit inek” pozisyonunu aldı. Onları olabildiğince yenilikleri finanse etmek için kaynak olarak kullandı. Ancak bu ürün grubuna yatırım yapmadı.
Akıllı telefonlar ve tabletler için ise amaç soru işareti durumundan yıldız durumuna gelmekti. Bunun için piyasadan ve rakiplerinizden önce ne yapmanız gerektiğine karar vermeniz gerekir. Bu düşünmeyi, beyin egzersizini ve cesareti gerektirir. Basit bir model kolay görünmesini sağlar, ama gereken şey bu değildir. Eğer radikal yeniliği yanlış tahmin ederseniz sektörden dışlanmak durumunda kalabilirsiniz. Eğer bu tahmini yapamazsanız bir başkası yapacaktır ve siz de BlackBerry durumuna düşersiniz.
Gayrimenkul sektöründe en son ne zaman böyle yeniliklere yaklaşıldığına tanık oldunuz? Piyasanın özlediği radikal yeniliği kazandırmak için çekirdek hizmetinden fedakarlık eden bir girişim oldu mu? Sanırım emlak sektöründe bu hiç yaşanmadı, ama teknoloji tabanlı hale bürünen sektörde bu bir gün mutlaka olacaktır.
Buna en çok yaklaşan Zillow oldu. Zillow’un otomatik değerlemesi, radikal bir yeniliğe oldukça yakındı. Ancak Zillow, bunu yaparken bir şeyleri feda etmek zorunda kalmadı ve piyasadaki büyük bir oyuncuyu öldürmedi. Bununla birlikte bilgi tekelini teslim etmek zorunda kaldık. Sonuç olarak Zillow, endüstride radikal bir değişiklik yapmak için yeni keşfedilen gücünden tamamen faydalanamadı.
Neticede emlak sektörü, henüz var olan bir yenilik bombası tarafından vurulmamış bir endüstridir. Gün gelecek, gayrimenkul sektöründe de böyle bir değişim yaşanacak. Ancak bombayı kimin atacağı henüz tahmin edilemiyor. Belki bu radikal yenilik sizinle gerçekleşir, kim bilir!