Günümüz iş yaşamında kazanmanın anahtarı, insan kaynağını teknoloji ile birleştirmekten geçmektedir. Bugün, internet ve yazılım şirketleri arasında iş dünyasına kanalize olmak üzerine büyük bir yarış var. Bize göre, bu gelişim ve dönüşüm ortamında teknoloji ve insan kaynağının koordine çalışabileceği bir iş anlayışına en uygun olan alan emlak sektörüdür.
Bu konu ile ilgili dünya çapında bilinirliği olan iki örnek verebiliriz: “Uber” ve “Airbnb”. Bu iki şirketin değeri yaklaşık 60 milyar $. Bu iki şirketi daha yakından incelersek, geleneksel yazılım ya da teknoloji firmalarından olmadıklarını göreceğiz. Onları diğer şirketlerden ayıran nedir sorusunun cevabı ise “İnsanlar”. İnsan faktörü, bu şirketlerin büyüyüp gelişmesindeki en büyük rolü oynuyor.
Airbnb ve Uber girişimlerini sadece websiteleri yada yazılım şirketleri olarak ele almak pek anlam ifade etmemekte. Airbnb, kira için ilan vermeyen ev sahipleri olmazsa ne işe yarar? Ya da herhangi bir illegal durumu belirtecek, bunu inceleyip sonuçlandıracak insanlar olmazsa ne kadar güvenli olacak? Aynı şekilde, Uber'de sadece bir mobil uygulaması değildir. Uber, sürücülerin uygulama üzerinden bağlandığı bir iletişim ağıdır. Uygulama ise müşteriler ile iletişime geçme noktasıdır, yani işin kendisi değil.
Pekala, gelecek zaman içerisinde emlakçılık sektöründe devrim yaratacak uygulama sizce hangisi olacaktır?
Bu dönemde aracı kurumların önündeki en büyük fırsat, potansiyel müşteri adaylarını uygun teknoloji ile buluşturmak. Neredeyse 20 yıl önceden başlayarak ilan sayfalarının yerini web sayfalarının almasından bir şeyler öğrendiysek, o da gayrimenkul işi içerisindeki insan faktörü ortadan kalkmayacak, tersine artış gösterecektir.
Artık neredeyse tüm ilanlar internet üzerinde, işlemler/sözleşmeler online, tüm aramalarımızı, incelemelerimizi web üzerinden yapıyoruz. Ancak tüm bunlara rağmen, insanlar hayatlarını etkileyecek önemli işlemleri gerçekleştirirken, hem yalnız olmamak hem de gerekirse yardımlaşmak ve iletişim için başka insanların bu sürece dahil olmalarını istiyorlar.
Alıcılar, halen emlakçılar ile birlikte gezerek ev bakıyorlar, ev sahiplerinin çoğu da satış veya diğer işlemleri yüz yüze gerçekleştirmeyi tercih ediyorlar.
Emlak sektörü, şimdi ve gelecekte insan merkezli bir iş olmayı sürdürecektir.
Piyasanın yaşadığı sorunları göz önüne aldığımızda, bu sorunlar teknoloji yüzünden değil, insan ve kaynak temelli sıkıntılardan kaynaklanmaktadır.
Örneğin; talep ihtiyacı ve yönetimine dair bunca teknolojinin varlığına rağmen, online ortamdaki taleplerin yarısı cevapsız kalmaktadır.
Bu sorunlar, insan ve teknolojinin aynı anda devreye sokulmasını gerektiren çözümlere ihtiyaç duymaktadır. Sadece yazılım tek başına bu sorunlar ile baş edebilecek olsaydı, sorunlar şimdiye kadar çoktan halledilirdi.
Emlakçılık sektöründeki iletişim düzeyi neden bu kadar düşük oranlarda takılıp kalmış olabilir? Online platformlarımız, talep formlarımız ve yazılımlarımız, uygulamalarımız mevcut. Ancak sorunun kaynağı, bu süreci yönetecek kişilerin eksikliğidir. Bu kişiler sadece uygulamayı piyasaya sürme yetkinliğinde kalır tüketici odaklı düşünemez ise yaptıkları işin hiç bir önemi kalmaz.
Elbette daha iyi sonuçlar almak adına, insanların emlak sitelerinde neler yaptığını hesaba katan algoritmalar tasarlayabiliriz (Sadece ne dedikleri değil, ne istediklerini de belirlemek için). Yine de bu algoritmalar, bir müşteriyi aradığımızda istedikleri şeyi tam olarak anlayabilmek için gerekli olan “insani” verileri elde etmemize yeterli olanak sağlayamaz. “Gerçek” bir insan bu işi çok daha iyi yapabilir.
Şunu biliyoruz ki; İnsan-teknoloji işbirliğinin devam etmesi emlak sektörünün büyümesine ve gelişimine katkı sağlayacaktır. Son zamanlarda, neredeyse emlak üzerine olan tüm işlemler artık internet üzerinden arama ile başlıyor. Fakat, bu satış sürecinde müşteriyi ilk noktadan alıp, tüm süreci tamamlayarak yeni evine yerleştiren bir ekibin başarılı çalışması ile sonuçlandığını da unutmamak gerekir.
Sonuç olarak; yapılması gereken, internet dünyası ile reel dünyayı koordineli işletecek yeni yaklaşımlar üzerinde durulmasıdır.