"Değerli olan her şey ölçülemez, ölçülebilen her şey değerli değildir." Albert Einstein
Gayrimenkul Sektörünün Felsefesini Değiştiren Bir Firma: The Agency

Bazı insanların hayali, iş yaptığı endüstri içerisinde bir değişim yaratmaktır. Örneğin Richard Branson, Virgin Airlines ile tüm havayolu endüstrisini değiştirmeyi başaran isim olmuştur. Branson, her havayolu şirketinin yaptığını yaparak insanları A noktasından B noktasına uçurmanın yanı sıra, aynı zamanda tüketicilerin deneyimlerini ve firmanın kültürünü değiştirmeyi başardı. Bir havayolu deneyimi içerisindeki ışıklandırma, ruh hali, emniyet videosu gibi tüm alanlarda değişim yarattı. Bu da müşteri memnuniyeti ve işçi memnuniyetini arttırdı.

Aynı hayale sahip kişiler gayrimenkul sektöründe de var ve Mauricio Umansky, bu isimlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Mauricio Umansky, Amerika’nın en kırsal bölgelerinden Çin’in ortasına kadar her yerde tanınan The Agency firmasının kurucusu ve CEO’su olarak gayrimenkul sektöründe hizmet veriyor. The Agency, sadece medya, internet, televizyon şovlarında değil, aynı zamanda yaptığı ortaklıklar, pazarlama stratejileri ve düzenlediği etkinlikler ile ününü arttırmayı başaran bir firmadır. Mauricio Umansky, sadece Güney Kaliforniya’daki üç ofisi ile markasını en üst noktaya taşımasını başarmış bir iş adamıdır. Peki, Umansky bunu yapmayı nasıl başardı?

İşin Felsefesini Değiştirerek Farklılık Yaratmak

Gayrimenkul firmaları, on yıl öncesine kıyasla artık daha fazla sonuç odaklı yaklaşımı benimsiyor. Müşterilere üst düzey bir hizmet sağlamak yerine, satış hacmine odaklanarak düşünüyorlar. Tabi buna bağlı olarak firmaların tecrübe kazanmak için sektöre giriş çabaları da bu durumdan etkileniyor. Pek çok insan, endüstriye girmek için hizmet amaçlı yaklaşımın gerekli olmadığı düşüncesi ile daha fazla rekabet etme niyetiyle sektöre atılıyor. Sonuç olarak alıcı deneyiminin metalaştırıldığı bir gayrimenkul sektörüne şahit olmaktayız.

Her gayrimenkul firması, birer işadamı mantığı ile yönetilir hale geldi. Bir ofis kiralıyorlar, harcamaları ve daire masraflarını topluyorlar ve sonra her ay ne kadar ödeme yapıldığının hesabını çıkarıyorlar. Yöneticiler, ne kadar masraf yaptıklarına göre ne kadar kazanmaları gerektiğini belirliyorlar ve buna göre kendilerine bir çalışma planı çıkarıyorlar. İşin felsefesini, tamamen gelir-gider dengesine ve satışlarına bağlıyorlar. Ancak bu felsefe ile yönettikleri işin sonunda geldikleri nokta, hem firmanın hem alıcıların zarar gördüğü bir nokta oluyor.

İşte makalemizin başında bahsetmiş olduğumuz Richard Branson ve Mauricio Umansky, içlerinde bulundukları felsefesi değişmiş endüstrilerine yeni bir bakış açısı ve deneyim kazandıran insanlar olarak farklılaşmayı ve öne çıkmayı başardılar. Richard Branson, havayolu endüstrisine yepyeni bir hizmet anlayışı getirirken, Mauricio Umansky ve ortakları ise gayrimenkul endüstrisinde aynı etkiyi oluşturdu.

Mauricio, gayrimenkul sektöründe tüketiciler için bir ev alım satımı yapma konusunda farklılık yaratması gerektiğinin farkındaydı ve buna yönelik fikirlerini The Agency firması bünyesinde teker teker uygulamaya başladı. İşte The Agency firmasının gayrimenkul sektöründe yeniden tanımladığı 7 farklı özellik:

1-Sektöre giriş bariyerini arttırmak

The Agency, sektördeki çoğu firmanın aksine hiçbir zaman ne satış hacmi ile ne de rakamlar ile ilgilenmiştir. Eğer The Agency firması bünyesine girmek istiyorsanız, bir başka deyişle, The Agency bayrağını taşımaya niyetlendiyseniz, içine girmiş olduğunuz firmaya yatırım yapmanız gerektiğini bilmeniz gerekir. Yatırım dediğimiz maddi anlamda değil elbette. Onların sizden istedikleri tam olarak şudur: Bu firma bünyesinde olmak için en iyisi olmanız gerekmiyor, ama yetenekli, bilgili, kendini geliştiren ve ne yaptığını tam olarak bilen biri olmanız gerekiyor. Yani sektöre atılmak için satış hacmine odaklanmak yerine kaliteli iş sunmaya odaklanmak hedef alınıyor.

2-Sıradışı pazarlama teknikleri kullanmak

The Agency, reklam yazarı, metin yazarı, grafik tasarımcısı ve etkinlik pazarlamacılarına ihtiyaç duymuyor. Çünkü kurum içi tam çeşitlilik sağlayan ve The Agency Creative adı verilen bir yaratıcı tasarım ekibine sahipler. Firma bu ekibin tüm elamanlarına tek bir çekirdek görev veriyor: Müşterinin çıkarlarının en çarpıcı şekilde öne çıkarılacağı bir rehber olma görevi. Yani genel pazarlama anlayışında olduğu gibi ürün veya hizmet odaklı değil, müşterinin ihtiyaçlarına yönelik bir anlayışı benimsiyorlar.

3-Bir firma değil, bir danışman olmak

Gayrimenkul endüstrisinde genellikle komisyon odaklı bir hizmet anlayışı vardır. Firmalar, çoğu zaman tüketicilerin kalbine dokunan gereksinimlerini göz ardı ederler. The Agency ise tüketicilere uzun vadeli bir danışmanlık sunma garantisi vermeyi kendine görev edinerek müşterileri manevi açıdan kendine bağlamayı başarmıştır. Bu nedenle pazardaki tüm hareketlere son derece hâkim olan The Agency, kötü bir satışı veya iyi bir anlaşmayı müşterilerine en iyi şekilde sunmayı amaçlıyor. Ayrıca onların taleplerini de araştırmayı ihmal etmiyorlar.

4-Ofis kültürü oluşturmak

Bir işe başlarken çok sayıda hata yapabilirsiniz. Tabiri caizse safça işlere imza atabilirsiniz, ama asla sıkıcı ve itici olamazsınız. Eğer hata yapmazsanız, hatalarınızdan ders çıkarak büyüyemezsiniz. Dolayısıyla hata yapmak, iş yapan insan için normal ve çoğu zaman faydalı bir durumdur. Mauricio, bu anlamda insanların sürekli olarak çalışamayacağını ve bazen çalışma ortamının eğlenceli olması gerektiğini fark etmiş ve bunun üzerine yoğunlaşmıştır. Bu yönde, çalışanlar arasında bir ofis kültürü oluşturarak, onların huzurlu çalışmasına ve dolayısıyla iyi işler çıkarmasına olanak tanımıştır.

5-Şeffaf olmak

Mauricio, her zaman rekabeti seven bir yönetici olmuştur ve endüstride en iyi olmak için çabalamıştır. Eğer diğerlerinin yükseliş gösterdiğini hissederse, kendisinin de daha fazla yükselmek için çaba göstereceğine inanmıştır. Aynı şekilde başkalarının da onu kopyalayacağının farkındadır ve bu durum onu hoşnut etmektedir. Gayrimenkul endüstrisindeki bu pozitif rekabet, onu son derece heyecanlandırmaktadır.

6-Bir teknoloji şirketi gibi çalışmak

Teknoloji firmaları, açık ve herkesin eşit alanlara ayrılmış bölümlerde çalışmasına izin veren bir ortam sunar. The Agency de gayrimenkul sektöründe görmeye alışık olmadığınız bu sistemi benimsemiştir. Örneğin firmanın kurucusu olan Mauricio’nun ofisi daima açıktır. Onun en iyi danışmanları, en büyük ofislerde işlerini yapar ve birçoğu da açık katlı bir ofis planında hizmet verir. Bu ofis planı, bir çalışan bireysel bir başarı gösterdiğinde herkesin ondan haberdar olmasına olanak tanır ve çalışanların birbirleriyle daha fazla etkileşimde bulunmasını sağlar.

7-Başarılı insanlar ile ortaklık kurmak

The Agency ilk kurulduğu andan itibaren büyümesini sürdüren bir firma oldu. Bu yıl içerisinde altı tane yeni ofis açmayı hedefleyen firma, 2017’nin sonuna kadar ülkenin farklı yerlerinde bu sayıyı 12’ye çıkarmayı planlıyor. The Agency, bu büyümesini bir açıdan da yaptığı ortaklıklara borçlu. Eğer gayrimenkul kariyerinde başarılı olmak isteyen bireysel kişiler ve firmalar varsa, The Agency bu fikri direkt olarak onlardan duymayı ve onlarla anlaşmayı tercih ediyor.

Emlakbroker.com yorumu:

Dünya çapında pek çok endüstride fark yaratan isimlere zaman zaman tanık oluyoruz. Teknoloji dehası Steve Jobs, otomobil sektöründe Fordizm akımının oluşmasına sebep olan Henry Ford, boks sporuna bambaşka bir bakış açısı ile yaklaşan Muhammed Ali, eğlence sektöründe dünyanın en büyük medya şirketi haline gelen Disney kardeşler

Her zaman öne çıkardığımız fikir budur. Herkes gibi olmak yerine, farklılık yaratmak ve en iyisi olmak için çabalamak gerektiğine inanıyoruz. Bunun için başta gayrimenkul olmak üzere çeşitli sektörlerde fark yaratan isimler ve firmalardan bahsetmeye devam edeceğiz.

Eğer sizin de sektörde fark yarattığını düşündüğünüz isimler varsa, bunu bizimle paylaşmanızdan memnuniyet duyarız. Akıl akıldan üstündür!

DİĞER HABER
17 Nisan 2018