Bir zamanlar klasik iş modelleri yeterince iyiydi. Almış olduğunuz eğitimlerde öyle. Artık değiller. Teknoloji dünyasının bizi götürdüğü yerde 'yeterince iyi' artık yaşamıyor. Otostopçunun galaksi rehberi bilim kurgu romanından çıkıyor bilimsel gerçeğe dönüşüyor. İş yapma şeklimiz bir daha asla aynı olmayacak. İhtiyacımız olan beceriler farklılaşacak. Kazanmak ya da kaybetmek eskisinden hızlı olacak. Peki bir danışman olarak sen ne yapacaksın? Tarihin en değişken zamanında yeni fırsatları nasıl yakalayacaksın? Hazırsanız başlıyoruz...
"50 yıl içinde bilgisayarların depolama kapasitelerinin 10⁹ civarında olacağını düşünüyorum. Bu sayede Taklit Oyunu’nu o kadar iyi oynayacaklar ki, yalnızca 5 dakika inceleme yapmasına izin verilen bir sorgucunun verdiği kararların %30'unun yanlış olacağına inanıyorum."
Alan Turing
Ne zaman teknolojik gelişmeler üzerine konuşan gayrimenkul danışmanları görsek, her hafta global çapta giderek sıklaşan gayrimenkul teknolojileri konferanslarına katılsak, hatta sözünü edeceğimiz tipi en yoğun biçimde görebileceğiniz INMAN gayrimenkul teknolojileri fuarına bir göz atsak hiç kuşkusuz karşı karşıya kalacağımız şey karamsarlık ve felaket tellallığını prensip edinmiş uzmanlar olacaktır. Bu insanlar ağız birliği etmişçesine teknolojinin onları işinden ederek bir danışmana ihtiyaç kalmayacak noktaya getireceğini, teknolojik yeniliklerle birlikte süpürülüp atılacaklarını haykırıyorlar. Uzmanların geleceğe dair öngörülerinde gerçeklik payı yok değil.
Peki gerçekten de böyle mi?
Bu uzmanların unuttuğu şey elbette psikoloji faktörüdür. İnsanların hayatlarının en büyük satın alımını gerçekleştirirken duydukları heyecanı, sevinci ve yabancı oldukları bir alan ile ilgili hayatlarında kazandıkları tüm parayı yatırırken karşı karşıya kaldıkları bilinmezliklerden duydukları derin korku ve endişeyi hesaba katmadan konuşmak uzmanların en temel yanılgısı. Bu korkunun derinine indiğimizde ise insanların ekonomik karar almalarındaki en belirleyici iktisadi davranış kalıplarından birine yani her insanın “kayıptan kaçınma” kanununa göre hareket edeceği gerçeği ile karşı karşıya kalmaktayız.
İnsanoğlu evrimsel süreç içerisinde kıt kaynakları zor elde etmiş ve bunu kaybettiği zaman açlık, donma gibi çoğu zaman ölüm ile karşı karşıya kalacağını bildiği için elde ettiklerini kaybetmemeye çalışmıştır. Bu binlerce yıldır süren eldekini kaybetme korkusu insanları iktisadi hayatta görünüşte rasyonel olmayan duygu durumları içine girmesine sebep olmaktadır.
Bu psikolojiyi bir kaç örnekle açıkladığımızda konu daha da anlaşılır hale gelecektir. İnsanlar kendilerine ait olan 500 TL’yi kaybettiklerinde, yolda 500 TL bulduklarındaki sevinçlerinden çok daha büyük bir üzüntü hissedeceklerdir. Bu rakamın küçülmesi ya da artması üzüntü ve sevinç arasındaki ters orantıyı değiştirmez.
Yine aynı insana bugün 100 TL almak ile yarın 120 TL almak sorusu sorulduğunda bu kişilerin bugün 100 TL’yi tercih ettiği görülür. Ama 50 hafta sonra 1000 TL mi 51 hafta sonra 1050 TL mi sorusu sorulduğunda 51 hafta bekleyerek 1050 TL’yi tercih ettiklerini de görmekteyiz. Aynı zamanda kendilerinden hemen şimdi 100 TL alması ile attığı zarın 6 gelmesi durumunda 600 TL alması arasında seçim yapmaları istendiğinde yine 100 TL’yi seçerek riskten uzak durmayı tercih ettikleri gözlemlenmiştir. Tam tersi bir durumda ise 100 TL ceza ödemek ile zarın 6 gelmesi durumunda 600 TL ceza ödemek seçenekleri sorulduğunda ceplerindeki 100 TL’yi korumak için 600 TL’lik seçeneği seçtiklerini görmekteyiz.
Bu örnekler çoğaltıldığında görünen o ki insanoğlu elindeki kıt kaynakları kaybetmemek için çoğu zaman irrasyonel eğilimler gösterebilmektedir. Bu insanların ilerleyen süreçte tüm hayatlarındaki iktisadi kazancı bir robotun yanılma ihtimali olan algoritmasının sonucuna güvenerek gözü kara biçimde alım yapması düşünülemez.
Bu denli güçlü belirsizliklerin bulunduğu bir süreçte teknolojik gelişmeler ne boyuta gelirse gelsin insanlar hayallerindeki ev ve bütçeye uygun fiyat ile karşılaştıkları anda dahi kendilerine bunun doğru bir alım olduğunu söylemesi gerekecek tecrübeli ve güven sunabilen uzmanlara ihtiyaç duyacak, parasını hatalı bir alım yaparak kaybetmek istemeyecektir.
İnsanlar düşük öneme sahip, telafisi kolay işlemlerde robotlara ya da onların tavsiyelerine gözü kapalı güvenebilirken doktorluk, avukatlık gibi yüksek değerli ve çoğu zaman geri dönülmez işlemlerde uzmanlara başvurmaktadır. Gayrimenkul alımı da telafisi zor, yüksek öneme ve ticari hacme sahip bir işlem alanı olduğu için, yatırım ve satın alma davranışlarını irdeleyen psikolojiye yatırım yapan ve kendini geliştiren psikolog danışmanların bu konuda pabucunun dama atılması imkansız görünüyor.
Yatırım dünyasına yön veren milyarderlerin psikoloji üzerine görüşleri makineler çağında büyük önem arz ediyor. “En önemli disiplin muhasebe ya da ekonomi değil, psikolojidir”. Bu söz yatırım dünyasının en ünlü yatırımcıları arasında gösterilen Howard Marks'a ait. Milyar dolarlık yatırım fonunu soğukkanlılıkla yöneten biri bu sözü deneyimlerinin bir sonucu olarak söylememiş midir? Gezegenimizin en başarılı yatırımcısı Warren Buffet'ın “Endeksin nereye gideceğine dair tahminler size hisse senetlerinin yönüne dair hiç bir şey söylemez. Yine de bir ton insan bunlarla uğraşır.” ve “Başkaları aç gözlü olduğunda kork ve geride dur; başkaları korktuğunda ise aç gözlü ol.” sözleri makine sonuçlarından anlam çıkarmak isteyenlere atılmış, psikolojik ağırlığı hissedilen bir taş değil midir?
Psikoloji Yatırımı, danışmanlara çevrelerinde gayrimenkul dünyasındaki her şeyi nasıl daha derinlemesine sorgulayabileceklerini, insan doğasının bizi sık sık yapmaya zorladığı yanlış yatırım kararları dahil ön yargıları nasıl kırabileceğini, bir yatırımcının zihninde dolaşmayı ve teknolojinin ortaya koyduğu verileri duyguları yöneterek nasıl yorumlayacağınızı size gösterecektir. Danışmanların yeni makine çağında değerini koruyan ve geleceğe ait endişelerini ortadan kaldıracak ve birer bilgi işçisi olarak kalmalarını sağlayacak önerimiz insanların satın alma psikolojisi üzerine yoğunlaşmaları olacaktır.
Hala dijitalleştirelememiş ve makineleşmemiş şeyler son derece değerli olacaktır. Tıpkı bugün dünya üzerinde bir milyar insanın yaşamasına borçlu olduğu Alan Turing'in Hitlerin Enigma şifrelerini çözme mantığında olduğu gibi: İnsan davranışlarını inceleyen psikoloji. Evet makinelerin oluşturduğu şifreleri çözmek yerine Turing, insan psikolojisini ve davranışlarını tahmin ederek bir milyar insanın yeryüzünde yaşamasını sağladı. Belkide Steve Jobs, evlatlık verildiği Yahudi ailede yaşadığı için minnet duygusu beslediği Turing'in siyanürlü ısırılmış elmasını logo olarak kullanmış olabilir mi? sorusu aklımıza gelmiyor değil (bu görüş tamamen bize aittir.)
Bir kaç yıl içerisinde makine algoritmalarının oluşturduğu raporların yatırımcılar üzerinde etkili olacağını ve makinelerle rekabeti artık öğrenmemiz gerektiğini buradan açıklamayı bir görev biliyoruz. Aynı zamanda bu raporlara göre hareket edecek insanları sürü psikolojisine karşı erken uyarı niteliği taşıyan bu görüşleri iyi analiz etmemiz, teknoloji Elon Musk'ın roketleri kadar hızlı ilerlerken geride kalmamanın en iyi yolu olacaktır.
Düşünen makine çağında bir çok insan teknoloji gelişmeye devam ederken hangi insani beceri ve yeteneklerin değerini koruyacağını merak etmiyor değil. Emlakbroker.com yazarları olarak emlakçılığın geleceğine odaklanan ekibimizde görüş ayrılıkları olsa da yapay zekanın gelecekte evrenin tek hakimi olacağına inancımız konusunda hemfikiriz. Ayrıca şu hususu önemle belirtmeliyiz ki bu makaledeki tahmin ve öngörülerimiz şaşmaz hakikatler değildir. Fakat yakın gelecekte bizleri 'düşünen makine' çağında daha bir dolu sürprizin beklediğine eminiz.
Aslında biz insanlar makinelere karşı savaşmıyoruz. Onlarla nasıl işbirliği yapabileceğimizi öğrenmeye çalışıyoruz. Örneğin, makineler tarafından yapılan işin miktarı ve çeşitliliği arttıkça danışmanlar müşterilerine fayda sağlayacak başka faaliyetler için daha çok zaman ayırabilir hale gelecektir. Teknoloji, danışmanları daha efektif ve verimli hale getirirken müşterilerin çok daha iyi bir deneyim ve hizmet elde etmesini sağlayacaktır. Teknoloji, danışmanın yerine bir robot getirmeyecek bilakis onun işlemlerini kolaylaştıran robotlar ile destekleyici pozisyonda olacaktır.
Danışmanların verimliliğinin ve hizmet kalitesinin artması onların işlem sayısını ve gelirlerini arttıracak, ancak teknolojik değişimde başarılı olanlar sivrilerek sektörde kalabilecektir. Robot destekli danışmanların varlığı sektörde yenilikçiliğe direnen danışmanların kaybolup gitmesine ve günümüzdeki danışmanların büyük bölümünün mesleği bırakmak zorunda kalmasına sebep olacaktır. Sektör içi bu rekabet ileride teknolojinin etkisi ile daha da çetin geçecek ve yalnızca en iyilere yaşama şansı verecektir.
Bu rekabet ortamında danışmanlık kariyerinizi geleceğe taşımayı hedefleyen emlakbroker.com'u takip etmek size değer katacaktır ;)