"Değerli olan her şey ölçülemez, ölçülebilen her şey değerli değildir." Albert Einstein
İnsanları Memnun Etmeye mi, Yoksa Kazanmaya mı Odaklısınız?

Birçok danışmanın en sık yaptığı hata meslektaşları ve müşterileriyle çalışırken farkında olmadan ‘insanları memnun etmek’ için çabalamaları oluyor. Eğer siz de bu kesim içinde yer alıyorsanız alternatif bir stratejiye yönelmeli ve kendinizi kazanmaya odaklamalısınız.

Sonuçta unutmamak gerekiyor ki, gayrimenkul sektöründe ya tamamen kazanan taraf olursunuz, ya da hiçbir şey elde edemezsiniz.

İnsanları Memnun Etmeye Çalışan Tiplerden misiniz?

Kendinizde şu belirtileri, davranışları görüyorsanız siz kazanmak yerine insanları mutlu etmeye çalışan birisiniz ve bundan sonra daha dikkatli olmalısınız;

  • İşinizde kontrolü elinizde gibi hissetmiyorsunuz. Müşterileriniz etrafınızda dönüp duruyor, siz de programınızı onların hayatına göre düzenlediğinizi fark ediyorsunuz.
  • Potansiyel müşteri olduğunu düşündüğünüz kişilere vakit harcıyorsunuz fakat daha sonra sizle çalışmak istemediklerini fark ediyorsunuz.
  • Müşterilerinizle gerçekleri konuşmakta zorluk çekiyorsunuz. Örneğin evlerini fiyatlandırırken açık olamıyor ya da beklentilerinin gerçek dışı olduğunu söyleyemiyorsunuz.
  • Çalışmamanız gereken müşterileri de kabul ediyorsunuz. İçgüdüleriniz sorun yaşayacağınızı söylüyor fakat yine de kimseyi kırmamak için çalışmaya başlıyorsunuz.
  • Telefonu açıp insanları aramakta zorlanıyorsunuz, kimseyi rahatsız etmek istemiyorsunuz.
  • Meslektaşlarınızın zamanınızı çalmalarına izin veriyorsunuz. Belki yoldan geçerken ofisinize uğruyorlar ve konuşarak vakit öldürüyorlar fakat siz meşgul olduğunuzu söyleyemiyorsunuz.
  • Müşterilerinizin sizi sevmelerini istiyorsunuz, bu yüzden de ihtiyaçlarını karşılamak için ekstra efor sarf ediyorsunuz. Hatta kimi zaman bebek bakıcısı gibi bile davranabiliyorsunuz.
  • Yöneticiyseniz, ofisinizde aslında olmaması gereken insanları da orada tutuyorsunuz. Negatif enerjileriyle diğer çalışanların moralini bozmalarına izin veriyorsunuz.

Kazanmak mı, Hiçbir Şey Elde Edememek mi?

Asla kazanamayacağınız ilişkileri ya başlatmayacaksınız, ya da sonunda kaybeden kişi olacaksınız. Dolayısıyla ‘insanları memnun edici’ o eski tavırlarınızı bir kenara koymanız, diğer insanların ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarınız önüne almamanız gerekiyor. Kendinize ‘Benim ihtiyaçlarım da diğerlerininki kadar önemli’ cümlesini kurmalısınız.

Peki bu yeni tutumunuz sonucunda elinize neler geçecek?

  • Sezgilerinize, içgüdülerinize daha çok güvenecek, ‘Hayır’ demeyi de öğreneceksiniz.
  • Çalıştığınız müşteri adayları sizin prensiplerinize daha çok saygı duyacak çünkü ısrarcı olacak, kendinize güveneceksiniz.
  • Hem müşterileriniz, hem meslektaşlarınız size saygı duyacak çünkü siz de kendinize saygı duyuyor olacaksınız. Unutmayın ki müşterilerinizin sizi sevmesine gerek yok, saygı duymaları yeterli.
  • Müşterilerinize doğruyu söyleyecek ve beklentilerini mantıklı şekilde yönlendireceksiniz.
  • Eğer yönetici ya da ofis sahibiyseniz, birini işe alırken daha seçici olacaksınız. İnsanları memnun etmekle uğraşmadığınız için ekibinizde çalışma etiğine önem göstereceksiniz.
  • Programınız üzerinde daha çok kontrol sahibi olacak, ayarlamaları kendi isteğinize göre yapabileceksiniz.
  • Müşteri çekmeye çalışırken daha ‘cesur’ davranacak, aradığınız herkesi mutlu etmekle uğraşmayacaksınız. Bunun yerine ‘Onlara sunacak değerli şeylerim var’ şeklinde düşüneceksiniz.
  • Daha iddialı, kendine güvenen bir yapınız olacak ve toplum önünde rahat bir şekilde konuşacaksınız.
DİĞER HABER
23 Temmuz 2020