"Değerli olan her şey ölçülemez, ölçülebilen her şey değerli değildir." Albert Einstein
Neden Birçok Y Kuşağı Kendi Evine Sahip Olmaktan Vazgeçiyor?

Konut zor bir konu. Arazi almak, imar komisyonlarıyla uğraşmak, yapılar inşa etmek ve yaşamak için iyi bir eve sahip olmalısınız. Ve tüm bunlar için para gerekiyor.

Deneyimde evrensel bir başarı olmayan toplu konut dışında, tüm işler özel finansmana bırakılmış durumda. Bu, proje geliştirici şirketlerin alıcıların cebinden gelecek bir kâr beklediği anlamına geliyor.

Finansal hizmetler şirketi Legal & General, ABD'li Y kuşağına ve ev sahipliğini isteyen kesime bir çalışma gerçekleştirdi. Şu anda kendi evine sahip olmayan 875 kişiyle yapılan ankette, katılımcıların bir çoğu yeni bir eve sahip olmayı “uzak bir rüya” olarak nitelendirdi.

Yarısından fazlası (%56) şu anda yaşadıkları yeri satın almanın zor veya çok zor olduğunu söyledi. Yarısı, öğrenci borçlarından ve diğer yükümlülüklerden yeterince para kazanamadıkları için, genellikle peşinat için para biriktirmeye bile çalışmıyordu.

Ekonomi uzmanları enflasyon düşükken bile geçinmenin neden zor olduğunu gösteren araştırma raporları hazırlıyor, yazılar yazıyor ve biz bunları anlamaya çalışıyoruz. Genel olarak ortaya çıkan sonuç; pek çok insanın sırtındaki kayalardan biri, konut maliyetleriydi ve şimdi de öyle. Konut kendi başına bir sınıf olmaya devam ediyor. Bu pandemi döneminde alışılmadık derecede yüksek olan değer artış oranı nedeniyle değil, mevcut kârlı bir çıkış için veya yatırımcıların net servet değerini büyüttüğü için olabilir.

Bir ev sahibiyseniz, eninde sonunda taşınır ve para kazanırsanız, yine de başka bir yer satın almanız gerekir ve uzmanların dediği gibi, özellikle daha yaşlıysanız, artık bulunduğunuz yere paranız yetmeyebilir. Kendi eviniz varsa, aylık ipotek de dahil olmak üzere birçok masraf söz konusudur. Ancak 15, 20 veya 30 yıllık krediyi veren banka veya finansman şirketi gelirini artırmak istediğinde yükselmeyen düzenli bir sabit ödeme avantajı yakalayabilirsiniz. Ve bu, bir eve sahip olmanın en önemli nedeni olabilir. Bir eve sahip olmadığınız sürece, enflasyonu önemli ölçüde aşan oranlarda artabilecek kira fiyatlarına tabisiniz. Bu şartlarda asla ilerleyemezsiniz ve artan kiraları genel maliyetleriniz içerisinde bir öncelik haline getirmek zorunda kalırsınız.

Milenyum jenerasyonu zaten finansal olarak geride kalıyor. Büyük bir durgunlukta yetişkinliğe ilk giren onlar değiller. Onların yetişmesine izin verecek koşullar, şimdilik kimsenin ufkunda değil. Raporlardan birinin belirttiği gibi, "Gerçek anlamda genç jenerasyonun aldığı ücretler günlük maliyetleri karşılamıyor ve yakında göreceğimiz gibi, yükselen ev fiyatları ücret artışlarını çok geride bırakıyor."

Toplumumuz, gelişen bir dünya ülkesi olmanın sıkıntılarını yaşıyor ve bu durum kiracı sınıfını genişleten politikalara ve koşullara izin veriyor. Mülk sahibi olanlar için ise piyasadan gelen haberler harika. Sektördeki kişilerin belirttiği gibi, insanların yaşayacak yerlere ihtiyacı vardır, bu nedenle fiyata duyarlı olma seçeneği olmayabilir. Bu, zengin mülk yatırımcılarını daha zengin yapacak bir servet transferidir.

Günümüzde ekonomik sıkıntılarla boğuşan Milenyum gençliğinin aç gözlü zenginlerin servetlerine katkıda bulunamayacak olması, zenginler için bir hayal kırıklığı yaşatıyor olabilir. Bu durumda tepedeki ilkesiz ve açgözlü insanlar teorik bir sistem nedeniyle kiracılara ve yeni ev sahibi olmak isteyen genç jenerasyona farklı davranmayacaktır.

Ancak, insanları asla altından kalkamayacakları konumlara giderek daha fazla itmek, huzursuzluğu ve nihai ekonomik felaketi yapılandırma kararı olacaktır. Çünkü giderek azalan sayıda mülke bağımlılık ortadan kalkarsa, piyasalar kitlenir bu durumda canlı bir ekonomi var olamaz. 

DİĞER HABER
28 Ekim 2021