Pek çok gayrimenkul firması ve danışmanına nasıl daha fazla müşteri yakalayabileceği ve nasıl bir marka oluşturabileceği sorulduğunda genellikle sağlıklı cevaplar alamıyoruz. Oysa insanlara sayısız ev, ürün, hizmet ve eğitim sunan firmalar bu konuya dair nasıl bir fikir sahibi olamaz?
Bu gözlemden yola çıkarak en temel markalaştırma fırsatlarını bile unutan emlak endüstrisine bu konuda bir hatırlatma yapmak istedik. Bu konu, firma sahiplerini ilgilendirdiği gibi, firmalara danışmanlık yapan gayrimenkul koçlarını da ilgilendiriyor.
Eğer iyi bir gayrimenkul koçuysanız, firma yetkilisine ilk sormanız gereken şey “Reklamcılık ve markalaştırma bütçeniz nedir?” sorusudur. Çünkü gayrimenkul firmalarının belli bir etki oluşturabilmek için kullanabileceği kaynaklara dair net bir bilgisi yoksa, hedeflediği planın da uygulanması mümkün değildir.
Önünüzde İki Seçenek Var
Maalesef pek çok firma, pazarlama, reklamcılık ve kişisel marka etkisi oluşturma alanlarına çok az bütçe ayırıyor veya hiç ayırmıyor. Bu durumda firma sahiplerinin iki seçeneği vardır; "Oyunu oynamak için ödeme yaparsınız veya tüm tuğlalara bir tekme atarak kendi yolunuzu seçersiniz."
Yani, eğer pazarınızda bir etki alanı oluşturmak istiyorsanız, basılı ilanlara, billboardlara, otobüs ilanlarına ve uçan balonlara ödeme yapmanız gerekir. Veya tüm bu seçenekleri es geçerek cebinizde tomarla broşür ve kartvizitle birlikte sokağa çıkıp biraz ter atmanız gerekir. Bu iki seçenek de izleyebileceğiniz etkili yollardır. Ancak markanız için bir servet harcamak istemiyorsanız o zaman ikinci zahmetli yolu tercih etmek zorundasınız.
Terlemeye ve Yorulmaya Hazır Olun
Sosyal medya, web sitesi, el ilanları, video gibi online ve offline pazarlama ve reklam tekniklerinden daha önceki makalelerimizde bahsetmiştik. Kartvizit ise çok eskiye dayanan bir yöntem olmasına rağmen hala etkisini büyük oranda hissettirmeye devam ediyor. Bir kartvizitte olması gereken temel özellikleri her gayrimenkul firmasının bilmesi gerektiğini düşünüyor olsak da birkaçından burada bahsetmek isteriz. Çünkü bunlar marka etkinizi oluşturmanız için size büyük fayda sağlıyor.
- Büyük, temiz ve anlaşılır bir fotoğraf
- Kolay anlaşılabilecek bir e-posta adresi ve web sitesi adresi
- Ücretsiz ulaşılabilen bir müşteri hizmetleri numarası
- Etkili bir slogan, sosyal medya hesapları ve QR kodu, diğer ek bilgiler
Mükemmel bir kartvizit hazırladıktan sonra onları kullanmaktan korkmayın! Kim bilir belki de cüzdanınızda en az on tane kart taşıyorsunuzdur. Bunların arasına kartvizitlerinizden de pekala ekleyebilirsiniz. İnsanlara kartvizitinizi vererek onları markanız hakkında bilgilendirmeniz, bir marka etkisi yaratmak değilse, o zaman nedir?
Örneğin bir bakkal dükkânındaysanız, alışverişinizi yaptıktan sonra tezgahtara teşekkür ederek kartınızı uzatabilirsiniz. “Eğer ihtiyacınız olursa size hizmet vermekten mutluluk duyarım” şeklinde bir cümle ile kartınızı verebilirsiniz. Şüphesiz bunun mutlaka etkisi olacaktır. Bir müşteri olarak size geri dönmese bile markanızdan haberdar olması açısından önemlidir.
Yemek yediğiniz restoranda, dinlenmek için oturduğunuz kafede ve sık sık vakit geçirdiğiniz diğer mekânlarda kartvizitinizi mutlaka dağıtın. Bunu kibar ve samimi bir şekilde yapın. Daima teşekkür edin ve nazikçe kartınızı uzatın. Bu mekânlara yeniden gittiğinizde bu kişiler sizi ve markanızı mutlaka hatırlayacaktır. Böylece kendi muhitinizde bir marka etkisi oluşturmaya başlarsınız. Daha sonra bunu daha geniş çevrelere de yayabilirsiniz.
Sonuç olarak eğer çevrenizde bir marka etkisi oluşturmak istiyorsanız ve bütçeniz sınırlıysa, yapabileceğiniz tek şey tuğla yığınına bir tekme vurarak sokaklara düşmektir.