Hiçbirine mesaj attıktan veya e-posta gönderdikten sonra mobilden Facebook’u açtığınızda o kişinin haber akışınızda çıktığını gördünüz mü? Uygulamayı indirirken hizmet şartlarını tam olarak okudunuz, değil mi? Telefonunuzun donanım ve yazılım kayıtlarının her bölümünü kabul ettiğinizi ve günlük eylemlerinizin yarattığı sinyalleri yorumladığını aklınızdan çıkarmayın. İşte yapay zekâ budur. Tüketici odaklı sanayilerde muazzam bir büyümeye sebep olan yapay zekâ teknolojisi, tüketici davranışlarını öğrenebiliyor ve öğrendiklerini çeşitli ortamlarda çeşitli uygulamalara uyarlayabiliyor.
Otomobiller, web siteleri, giyilebilir ürünler ve uygulamalar, yapay zekâ teknolojisi ile birlikte daha akıllı ve uyarlanabilir hale geldi. Bu durum aynı zamanda gelişmiş ülkelerdeki insan emeğinin maliyetini de arttırıyor. Asgari ücret yasaları, artan sorumluluk ve yükselen sağlık masrafları, işverenleri işgücünü teknolojik araçlarla karşılamaya zorluyor. Yeme içme mekânlarının sipariş alan elemanları kiosklar haline geldi. Bankalarda telefon cevaplayan çalışanların yerine tarama yapan ve çekleri dolduran uygulamalar geliştirildi. Pek çok şirket, daha verimli hizmet için online mağaza açmayı tercih etmeye başladı.
Akıllı yazılım alanı, işgücü piyasalarını değiştiren teknolojileri yaratmak için büyük bir potansiyele sahip. Emlak sektöründeki işgücü de akıllı yazılımların doğal hedefindedir ve sektörü derinden etkilemektedir. Akıllı yazılımların emlak profesyonelleri üzerindeki etkisinin ne olduğu konusunda ise iki farklı görüş mevcut:
Bu iki görüş arasında ayrılan emlak sektöründe, aslında her iki görüşün etkilerini de gözlemlemek mümkün. Emlak profesyonellerinin aracılığını tamamen ortadan kaldıran uygulamalar ile karşılaştığımız gibi emlakçıların mesleklerinde hayatta kalmalarına izin veren uygulamalar da mevcuttur. Biri yıkıcı iken diğeri ise birlikte hareket etme güdüsünün örneğidir.
Emlak profesyonellerinin her şeye rağmen sektöre tutunduğu iki tane temel beceri noktaları var:
Emlak profesyonellerinin ellerinde bulundurduğu bu iki beceri, akıllı yazılımların emlak sektörünü tamamen bozma niyeti karşısında en büyük engellerdir. Sonuç olarak yapay zekâ teknolojileri ile her şey daha hızlı olabilir, ancak güven, dürüstlük, itibar gibi değerler emlak profesyonellerinin önemli kozlarıdır.
Ancak emlak profesyonellerinin bu kozlarının teknoloji tarafından sağlanmasına yol açacak çalışmalar da sürdürülmüyor değil. Öyle ki gelecekte özellikle kişiselleştirilmiş istihbarat için farklı bir hikâyeyi de yaşayabiliriz. Bildiğiniz gibi yapay zekâ teknolojisi artık öğrenebilme özelliğine sahip. Eğer emlak profesyonellerinin yerel bilgiye ulaşma, müşteri görüşmesi ve onlarla etkileşime geçme becerisi yapay zekâ yazılımları tarafından öğrenilebilir hale gelirse o zaman ne olacak?
Bu noktada tüm bu süreçten fayda ve avantaj sağlayabilecek emlak uzmanları ortaya çıkıyor. Bu uzmanlar, tüketici davranışı ve pazar istatistiklerine ilişkin tahmini analitik ile birleştirilen doğru kişiselleştirilmiş istihbarat setini kendi avantajlarına kullanmayı tercih ediyorlar. Ancak unutulmaması gereken şudur ki bir müşteri ilişkisi verilerle başlatılabilir, fakat son noktada sadece duygular ile mühürlenecektir. Bu da emlak profesyonellerinin kullanacağı duygusal zekâ teknikleri ile olabilir.
Eğer bunlar çok fazla bilim kurgusal bilgiler gibi geliyorsa temel konulara dönelim. Emlak profesyonellerinin işlerini nasıl geliştirdikleri konusunda daha fazla teknolojiden ve yapay zekâdan yararlanmaları için büyük fırsatlar var. Bunu uygulayabilenler, kendilerini sektörde ayırıcı araçlara ve becerilere sahip olacaklar.
Tüketicilerin ise daha akıllı sistemler kullanan aracıları tercih ettikleri doğrudur. Ancak yine de güven duyma isteği ağır basar. Yapay zekâ yazılımları emlak komisyoncularının iş zekâlarını iyileştirmelerine yardımcı olsa da insan unsurunu tamamen silebilecek boyutlara ulaşmış değil. Şimdilik…