Ev satın almanın getirdiği güçlük ve stres, mülk satın almakla ilgilenen herkesin korktuğu bir şeydir. Alıcılar ve satıcılar arasındaki uzun müzakere süreci, aylarca süren araştırmalar ve pahalı kapanış maliyetleri, daha basit ve uygun bir ev işlemleri süreci gerektirir. Günümüzde alıcılar, ev satın almak da dahil olmak üzere tüm hizmetlerde hızlı bir geri dönüş bekliyor. Bu sürecin önündeki engelleri kaldıran ve ev değerlemelerini ve satışlarını daha otomatik hale getiren 'iBuyers'  gerçekten güvenilir midir?

iBuyers, evinize anında adil bir piyasa değeri ile teklif yapmak için teknoloji ve algoritmaları kullanan şirketlerdir. Uygulama pek yeni olmasa da ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki tüm ev satışlarının yalnızca %1-6'sını temsil etse de, geçen yıl içinde daha geniş bir yaşam tarzı arayışı içinde pandemiden etkilenen ve şehirlerden kaçmak isteyenlerin artmasıyla birlikte alıcılar hızla ev satın almak için iBuyers'a yöneliyordu.

Bu hizmetlerin işleyiş şekli firmadan firmaya farklılık göstermekle birlikte evinizin belirli özelliklerini hızlı bir şekilde değerlendirip teklif verirler. Teklifi kabul ederseniz, evin mülkiyetini ve onu başka bir alıcıya yeniden satmakla ilgili tüm sorumlulukları üstlenirler.

Teknoloji ve binaların kesişimi, hem alıcılar hem de satıcılar için ortak bir acı noktasının çözülmesine yardımcı olmuş gibi görünse de, Zillow'un iBuying mücadeleleriyle ilgili son haberler bazılarının yeniden düşünmesine ve bunun emlak işlemlerinin geleceği olarak bir yıkıcı yenilik  olup olmadığını merak etmesine neden oluyor. İBuyers'a en büyük eleştirilerden biri, algoritmaların bir mülke diğerine göre değer vermesidir. Teknoloji, satılık evin değeri hakkında bir tahminde bulunmak için bölgedeki diğer evlerin fiyatlarını hızla tarayabilse de, kişisel öznellik bu yazılımlarda kendine çok az yer buluyor. Bir kişinin bir evde beğenebileceği şey, başka birinin beğendiği şey olmayabilir ve bu şirketlerin bahis yaptığı şey, o evi satın almak isteyen tek kişiyi bulabilecek olmalarıdır.

Algoritmanın ayırt etmediği mutfak tezgahı, ev aletleri, banyo kaplamaları, döşeme, yüzme havuzları, evin manzarası ve bir evin genel stilistik karakteri gibi küçük tasarım farklılıkları bazen bir alıcı için anlaşmayı mühürleyen şeydir.

Karşılaştıkları bir diğer konu da, bizler pandemi sonrası emlak ortamının yeni bir köşesini dönerken konut piyasasının katıksız oynaklığı. Sadece bir yıl önce, konut piyasası sıcaktı ve satılık evlerin hacmi talebi karşılayamadı ve fiyatları yeni bir yüksek seviyeye çıkardı. iBuyers, bu evlere hızla teklif veriyor, bazen daha sonra geri dönüp daha fazla kâr için satmak umuduyla piyasa değerinin üzerinde ödüyordu. Ancak artık konut piyasası soğumaya başladı, fiyatlar istikrar kazandı ve şimdi bu şirketlere iki seçenek kaldı: Evleri piyasa değerinin üzerinde tutmak veya zararına satmak.

Bazı şirketler için kayıplar, iş modellerini tamamen yeniden gözden geçirmelerine neden oldu. Zillow, yakın zamana kadar Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en büyük ikinci iBuying grubunu yönetiyordu. Ancak bu ayın başlarında şirket, tüm algoritmik satın alma bölümlerini kapatacağını ve işgücünün %25'inden fazlasını işten çıkaracağını ve ayrıca satın alınan stokta kalan evleri de satacağını duyurdu. Ancak RedfinNow ve Opendoor gibi diğer şirketler, evleri yavaş yavaş satın alarak, hızlı bir kâr için onları yenileyerek ve hedeflenen bir pazara satarak stratejilerinde başarıya ulaştılar.

iBuying herkes için değildir. Hızlı bir satış yapmanız ve teknolojiye olan güveniniz sizin rahat etmenizi sağlıyorsa, teklif savaşları yaratan emlakçıların sıkıntısı ile uğraşmak istemiyorsanız ve uygunsuz gösteriler için evinizin her zaman hazır durumda olduğundan endişelenmek istemiyorsanız, iBuying uygun bir seçenek olabilir.

Kişisel bir dokunuşla bir ev satmak istiyorsanız ve daha yüksek bir kâr potansiyeli karşılığında uzun süreci dert etmiyorsanız, o zaman geleneksel yöntemler sizin için en iyisi olabilir.

Ne olursa olsun, bu yeni proptech stratejisinin ne kadarının ev alıp satma şeklimizi ele geçirmeye başlayacağını göreceğiz.

Statükoyu bozsa bile, kaç kişi, satın alacakları en pahalı ve duygusal bağlılık gerektiren şeylerden birinin insani yönünü ortadan kaldırarak rahat hissedecektir?